logo

Dil, bir ulusun aynasıdır. 

Almanca – FransızcaPortekizce – İtalyanca

Çince – Hintçe – İspanyolca – Arapça – İngilizce – RusçaBengalce

Hayatın Olmazsa Olmazı: Yabancı Dil

Neden Yabancı Dil Öğrenemiyoruz?

KonuAçıklamaDikkat Edilmesi Gerekenler
Duygu Çetin Kimdir?Ankara Üniversitesi, İtalyan Dili ve Edebiyatı bölümü mezunudur. Özel sektörde İtalyanca öğretmeni olarak çalışmaktadır.
İtalyanca Alfabeİtalyanca alfabede 21 + 5 harf vardır. Yabancı dilden gelen kelimeleer nedeniyle J,K,Y,W,X eklenmiştir.Farklı sesler ve harflerin birleşimleri söz konusudur.
İtalyanca Öğrenme Süreciİtalyanca öğrenmek kolaydır ve genellikle 1 yılda öğrenilebilir.Disiplin gerektirir ve dili yaşayarak, dili kullanarak öğrenmek önemlidir.
İtalyanca ve İspanyolca Ortak Kelimelerİtalyanca ve İspanyolca arasında ortak kelimeler bulunur.
İtalyanca Öğrenirken Dikkat Edilmesi Gerekenlerİlgili ve disiplinli olmak, dilin pratiğini düzenli yapmak gerekmektedir.Öğrenmek istediğiniz dil için bir hedef belirlemek önemlidir.
İtalyanca Öğrenmeye Başlama ÖnerileriTelefon uygulamaları, Netflix dizileri, anadil konuşmacıları ile sohbet etmek dil öğreniminde faydalıdır.Dili teoride ve pratiği bir arada kullanmak önemlidir.
İtalyanca’nın Özellikleriİtalyanca, melodik ve keyifli bir dildir.İtalyanca’da aksanlar farklılık gösterir.
İtalyanca’da Erkek ve Kadın İsimleriGenellikle o ile biten isim derkek, a ile biten isimler kadın ismidir.Bu kuralın istisnaları vardır.
İtalyanca Öğrenmeye Nereden BaşlamaAlfabe, telaffuz, gramer ve kelime öğrenimine aynı anda başlanmalıdır.Dil öğrenirken korkuyu yenmek ve adım atmak önemlidir.
İtalyanca’nın Nitelikleriİtalyanca, genellikle romantik yerine melodik bir dil olarak nitelendirilir.

İtalyanca öğretmeni Duygu Çetin; İtalya öğrenmeye nereden başlamak gerektiği konusunda bilgiler verdi. Kolay İtalyanca öğrenme tüyolarını paylaştı. 

Duygu Çetin kimdir?

2016 yılında Ankara Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Mezun olur olmaz da doğrudan özel sektör ile tanıştım. İtalyanca öğretmeni ve eğitmenliğe devam ediyorum. Küçüklüğümden beri dil tutkunuyum. Lisede dil okudum, üniversite tercihim de İtalyanca oldu. Eğitimde başka diller de öğrendim. 

Alfabesinde 21 harf bulunan İtalyanca nasıl bir dildir?

İtalyanca Latin dil ailesine mensup. Türkçe ile burada ayrılıyor. 21 harf mevcut, yabancı dilden gelen sözcüklerden dolayı 5 harf daha ekliyoruz. 21+ 5 harf. J, K, Y, W, X harfleri sonradan gelmiş. İtalyancada farklı sesler, örneğin Ç sesi yanındaki harflerle birleşince öyle okunuyor. Bu kuralları derste anlatıyorum.

Türkçede olup İtalyancada olmayanlar Ğ, H, Ö, Ü, J harfi. 

İtalyanca öğrenmek ne kadar zaman alır? Kendi kendine öğrenmek mümkün mü?

İtalyanca oldukça kolay bir dil. İngilizce alt yapısına sahip olanlar için öğrenmesi oldukça kolay. Latin dil ailesinden gelen İspanyolca ve Fransızca gibi dillerde de gördüğümüz bir durum var. Nesneleri eril ya da dişil olması. Buna bağlı olarak artikel alıyor. İtalyancada bu artikeller biraz daha fazla. Tek zorluğu bu olur. Artikellere alışmak biraz zaman alıyor. Alıştıktan sonra belli başlı kuralları var. O tablo gözümüzün olduğu sürece sonrasında kolayca kavranabilir. 

Öğrenmek ne kadar zaman alır soruş kişiye bağlı olmakla birlikte, ben 1 yılı deneyimledim. Kendi kendine tabi öğrenilebilir ancak çok disiplinli olmayı gerektirir. Dili yaşamak ve dile maruz kalmak önemli. Bunu da siz sağlıyorsunuz. Dizi fil izleyerek ya da öğrenmiş olduğunuz hedef dilde arkadaş edinerek. 

İspanyolca ile ortak kelimeleri var mı?

İspanyolca ve Fransızca ile ortak kelimeler yakalayabiliyoruz. 

İtalyancayı öğrenme aşamasında nelere dikkat etmek gerekiyor? 

Aslında ilk dikkat etmemiz gereken şey; ilgi, zaman, dikkat, itina ile yaklaşmak. Biz biraz hobi gibi yaklaşıyoruz dil öğrenmeye. Dil öğrenmeniz için bir amacınızın olması sizi o dile bağlı ve sadık kılıyor. Bir amaç için dil bir araç için dil olarak ayırıyorum. İş için öğrenebilirsiniz, eğitim amaçlı İtalya’da bulunmanız gerekiyor. Bunlar sizin çalışma sitilinizi de beliriyor. Özellikle dikkat etmeniz gereken dili ne için öğrenmek istediğiniz. Sürekli aktif tutmanız, sürekli dinlemek, okumak yapılabilir. Dinleme daha tercih edilen kolay ve eğlenceli kısım. Ben özellikle yazmayı da öneriyorum. Dil öğreniminde yazmaya da ağırlık verilmesini öneriyorum.

İtalyanca öğrenmeye başlayanlar için neler önerirsiniz?

İtalyancanın telaffuzu Almanca ve Fransızcaya göre daha kolay. Kurallar diğer Latin dillerine göre daha kolay. Uygulamalar var. Telefon uygulamaları olarak telefon kartları çıkıyor. Dizi olarak Netflix izleyerek İtalyanca olarak kategorize edilmiş bir alan var. O anadile sahip biriyle sohbet etmek çok faydalı. Dili teoride ve pratikte kullanmanız çok farklı. Önemli olan dilin kendine özgü pratiğini düzenli olarak yapmak. 

İtalya öğrenmeye nereden ve nasıl başlamalıyız?

Hem İtalyanca hem yeni bir dil olarak düşünmeliyiz. Önce alfabesini tanımakla başlamalıyız. İkinci önemli şey telaffuzdaki belli başlı kuralları tanımak önemli. Dili öğrenmeye devam ederken o kuralları sürekli tekrar ediyoruz. Gramer önemli değil kelime öğrenin diyen bir taraf var. Diğer taraf kelime nasılsa öğrenilir gramer öğrenin diyor. Bir diğer tarafta gramer de kelime de pratikte öğrenilir diyor. 

Dil bir kurallar bütünü. Gramer önemli ama boğmayalım da kendimizi. Gramer sizin alt yapınızı oluşturur. Daha sonra ufak ufak kelimeleri ekleyerek ve dilbilgisiyle harmanlayarak, ufak ufak paragraflar yazarak geliştirebilirsiniz. Sadece gramer gitmek dilden sıkılmanıza sebep olur. Kelime öğrenseniz de asılı kalır havada. Hepsi birbirini tamamlıyor. Önemli olan dengeli başlamak. Yazarak, okuyarak, dinleyerek pekiştirmekte fayda var. Eril, dişil artikelleriyle öğrenmekte fayda var. Dil öğrenmek bizi korkutan süreç, o korkuyu yenmek gerekiyor. Adım atmanız gerekiyor. 

İtalyanca için romantik dil benzetmesi var mı? Romantik dil Fransızcaya daha çok yakışıyor. Melodik bir dil deniliyor. Melodik daha yakışan kavram. Aksanlar çok var. Keyifli bir dil. 

İtalyancada bir isim o ile bitiyorsa erkek, a ile bitiyorsa kadın ismi mi oluyor?

İtalyanca’da bir ismin erkek mi yoksa kadın adı mı olduğu genellikle kelimenin sonuna bakılarak belirlenebilir. Sonu o ile biten isimler için genellikle erkek isimleri oldukları varsayılır. Benzer şekilde, bir isim a ile bitiyorsa, genellikle bir kadın ismi olarak kabul edilir. Ancak bu kuralların istisnaları vardır; örneğin, İngilizce kadın isimleri her zaman -o ile bitmez ve bunun tersi de geçerlidir. Ayrıca, İtalyanca isimleri nasıl kategorize ettiğimizi etkileyebilecek başka hususlar da vardır; mesleki unvanlar ve belirli coğrafya veya milliyet terimleri bazen kelimelerin cinsiyet sınıflandırmasını görünüşte rastgele yollarla değiştirebilir. Bu nedenle, İtalyanca öğrenen herkes, yalnızca çeviride cinsiyetle ilgili genel yönergeleri değil, aynı zamanda bu büyüleyici dilin birçok istisnasını ve kendine özgü özelliklerini de öğrenmelidir.

İtalyanca nasıl bir dildir?

İtalyanca Latin dil ailesine mensup. Türkçe ile burada ayrılıyor. 21 harf mevcut, yabancı dilden gelen sözcüklerden dolayı 5 harf daha ekliyoruz. 21+ 5 harf. J, K, Y, W, X harfleri sonradan gelmiş.

IIENSTITÜ

İtalyancanın Kısa Tarihi

İtalyancanın kökleri, bir zamanlar tüm dünyaya hakim olmuş Roma İmparatorluğunun resmi dili Latinceye dayanır. 

Roma İmparatorluğunun çökmesinin ardından Latince de adeta parçalanır ve İtalyancanın da aralarında bulunduğu pek çok yeni dile hayat verir:

Latin Dilleri
İtalyancaFransızcaİspanyolca
PortekizceRomenceKatalanca

İtalyancanın günümüzde kullanıldığı haline gelmesi ise zaman almıştır.

Bunun en büyük nedeni İtalya’nın siyasi birliğini geç tamamlamış olmasıdır. Bu durum dilde standartlaşmanın gecikmesine ve bölgeden bölgeye farklılaşan lehçelerin oluşmasına neden olmuştur.

1861’de İtalya’nın birleşmesiyle Toskana bölgesinde konuşulan İtalyanca resmi dil olarak belirlenmiştir. 

Bu seçimin yapılmasında Floransa’nın kültürel ve edebi gelişmişliği etkilidir: Ne de olsa Dante, Boccaccio, Petrarca gibi edebiyat duayenleri bu lehçede yazmıştır! Toskana bölgesinde kullanılan ve İtalyan edebiyatına can veren bu lehçe, resmi dil olduktan sonra günümüze kadar kullanılmış ve bugün bildiğimiz İtalyanca halini almıştır. Tüm Latin dleri arasında Latinceye en yakın olanı İtalyancadır ve hatta zaman zaman “Modern Latince” olarak anılır.

İtalyanca Öğrenmek Zor Mu Sorunuza Karşılık İtalyanca öğrenmesi en kolay diller arasında yer alır.

Dil öğrenmek genel olarak zorlayıcı olabilir ama her dili öğrenmek aynı zorlukta değildir. İtalyanca öğrenmek zor mu sorunuza karşılık, italya öğrenmesi en kolay diller arasındadır. İtalyanca öğrenmeyi seçersiniz birçok dili öğrenmeye görece avantajlı başlamış olursunuz çünkü İtalyanca öğrenmesi en kolay diller listesinde İspanyolca, Almanca, Fransızca gibi dillerle birlikte ilk 10’da yer alıyor.

İngilizce biliyorsanız İtalyanca öğrenmek daha da kolaylaşır.

Latin dillerinden biri olan İtalyanca Latin kökenli pek çok kelime barındırır.

İngilizce’nin de %60’ından fazlası Latin kökenli kelimelerden oluşur. Bu da İtalyanca öğrenmek ne kadar sürer sorularınızı kısaltan avantajlar arasındadır.

Bu nedenle İngilizce bilen biri İtalyanca kelimelerin önemli bir kısmına zaten aşinadır. 

Örneğin aşağıda İngilizcede sıklıkla kullanılan ve doğrudan İtalyancadan geçmiş 18 kelime sıraladık:

İngilizceye Geçmiş 18 İtalyanca Kelime
VolcanoLavaInfluenza
FiascoFinaleGelata
PaniniBroccoliOpera
ScenarioPepperoniBallerina
SopranoSpaghettiGraffiti
MagettaStilettoRiviera

Bu kelimeler size de tanıdık geldi mi? İtalya moda, gastronomi ve müzikte dünyaya yön veren bir ülke olduğu için yalnızca İngilizceyi değil Türkçenin de aralarında olduğu pek çok dili etkilemiştir.

İtalyanca Latin dilleri başta olmak üzere başka dillere de kapı açar.

İtalyanca öğrenenler Fransızca, İspanyolca ve Portekizce gibi diğer Latin dillerini kolaylıkla öğrenebilir çünkü benzer kelimeler ve gramer kurallarıyla karşılaşırlar. 

Ne kadar benzer olduklarını görebilmeniz için İtalyancada ve Fransızcada ortak olan birkaç kelimeyi listeledik:

TürkçeİtalyancaFransızca
İstemekVolereVouloir
UyumakDormireDormir
KonuşmakParlareParler
DüşünmekPensarePenser
GelmekVenireVenir

Ne kadar da benzer değil mi? Üstelik Latince’ye en çok benzeyen dil İtalyanca olduğu için İtalyanca öğrendiğinizde Latince kökenli diğer dilleri öğrenirken de avantaj sahibi olursunuz.

Fonetik bir dil olan İtalyanca sayılı duygusal ve melodik diller arasındadır.

İtalyanca konuşmaya da duymaya da doyamayacağınız bir dildir. En melodik diller arasında kabul edilir. Kendine hayran bırakır! Ayrıca fonetik bir dil olması bakımından yazıldığı gibi okunur, okunmayan harflerle (hatta Fransızca’daki gibi hecelerle) işinizi zorlaştırmaz. 

İtalyanca müziğin dilidir.

İtalyanca kelimenin tam anlamıyla müziğin dilidir. Eğer müziğe ilgiliyseniz zaten birkaç İtalyanca kelime biliyorsunuz demektir. Örneğin Türkçe’de de sıklıkla kullandığımız tempo, ritim, akor gibi kelimeler İtalyancadan geçmiştir. Hatta klasik müziğin efsanelerinden Mozart’ın yazdığı İtalyanca operaların sayısı anadilinde -Almanca- yazdıklarından fazladır. Haliyle İtalyanca öğrenenlerin böylesi köklü ve büyük bir müzik dünyasına erişimi de daha fazladır.

Moda tutkunları için İtalyanca öğrenmek olmazsa olmazlardandır.

Modanın kalbi Milano sokaklarında atar ve her moda tutkunu bunu bilir. Haliyle moda sektöründe de İtalyan markaları oldukça fazladır: Gucci, Valentino, Versace, Prada, Armani… İtalyanca öğrenirseniz hem modayı daha yakından takip edebilirsiniz hem de moda sektöründeki sayısız iş imkanına ulaşabilirsiniz.

Pegaso Online University

Hayatın Olmazsa Olmazı: Yabancı Dil

Yabancı Dil Eğitimine Başlama YaşıYabancı Dil Eğitiminin Çocuklara FaydalarıÇocukların Yabancı Dil Öğrenme Teknikleri
Çocukluk dönemiZekâ gelişimi, iletişim yeteneklerini ve yaratıcılığı artırmaTelevizyon ve çizgi film izleyerek
Okul öncesiFarklı kültürleri anlama ve küresel bir vatandaş olmaEbeveynlerle yabancı dilde konuşma ve diyaloglar kurma
İlkokul dönemiKariyer olanakları ve uluslararası fırsatları artırmaYabancı dilde kitap okuyarak ve yazarak
Lise dönemiÜniversite ve kariyer için dil bilgisi gerekliliğiDil eğitim kursları ve online dil öğrenme platformları kullanma
Yetişkin dönemiKişisel ve profesyonel gelişimYurtdışında dil eğitimi ve özel dersler
Çocukluk – Yetişkinlik süreciKültürlerarası anlayış ve empati geliştirmeYabancı dilde müzik dinlemek ve şarkılar öğrenmek
Hep düşünülmüş, ama ilerleyen yaş sorun olmuştur.İlerleyen yaşlarda alınan dil eğitimleri ile dile olan ilgi artırılabilir.Dil öğrenme uygulamaları ve çevrimiçi kurslar kullanma
Çocuklukta erken yaşta başlamaBilişsel yetenekler ve problem çözme becerilerinin gelişimiÇizgi filmler, şarkılar, hikayeler ve oyunlar kullanma
Genç yetişkinlerUluslararası seyahatler, iş görüşmeleri ve sosyal etkinliklerde rahatlıkDil değişim programları ve yabancı arkadaşlar edinmek
Emeklilik dönemiBeyin sağlığı için yeni bir dil öğrenmeDil öğrenme faaliyetlerine katılmak ve yabancı dilde okuma

Herkesin çocukluk yıllarında en çok maruz kaldığı konulardan biridir yabancı dil eğitimi. Anne ve babanın televizyonda sürekli açtığı ancak asla anlamadığınız çizgi filmler, hatta yeri geldiğinde onları duyduğunuz şekliyle ezberleyip evin içinde bağıra bağıra söyleyip dört döndüğünüz günler olmuştur. 

Yabancı Dil Olmazsa Olmaz

Eğer bunların ne olduğunu daha o yaşlarda merak edip irdelemeye başlamışsanız hayata da bir adım önde başlamışsınız demektir. Hayatın ilk anlarından itibaren bile maruz kaldığımız yabancı diller gerek günlük hayatta gerekse iş hayatında mutlaka karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple yabancı dil eğitimi hayatın olmazsa olmazları arasında ilk sıralarda yer almaktadır. 

Yabancı dil öğrenmek için neler gerekli? 

İstek, motivasyon ve özveri yabancı dil öğrenmek için gerekli olan en önemli 3 unsurdur.

İstek

Eğer dil öğrenmenin size sağlayacağı getirisinin farkına varmışsanız, istek çoğunlukla kendiliğinden gelecektir.

Motivasyon

Kendinizi hazırladınız, öğrenmeye isteklisiniz. Ancak gerekli motivasyonu kendinizde bir türlü bulamıyorsunuz. Bu durumu çözecek tek kişi maalesef yine kendinizsiniz. Ancak çevrenizdeki insanlara danışıp onlardan size destek olmalarını isterseniz bu sorunu da mutlaka aşabilirsiniz. Fakat unutmayın, iş yine sizde bitiyor.

Özveri

Kendi rahatlık alanınızın dışına çıkmak istemediğinizin farkındayız. Zaten kim ister ki? Lakin burada sizi diğerlerinden ayıracak nokta, harekete geçmeyi isteyip istememenizle alakalıdır. Sıkılsanız, bıksanız da bol bol araştırma yapın, kafanızda soru işaretleri arttıkça siz daha da araştırın.

Kendiniz Öğrenmeye Gayret Edin

Yabancı dil öğrenmek için yapabileceğiniz en pratik tercih kendi başınıza öğrenmek olacaktır. Kendi öğrenme şeklinize uygun kitaplar ve eğitimlerle kendinize uygun bir program hazırlayabilir, en kısa sürede dil öğrenme yolunda emin adımlarla ilerler hale gelebilirsiniz. Ayrıca karşınıza tüm dünyayı getirebileceğiniz internet sayesinde günümüzde öğrenmek için bütün engeller ortadan kalktığı için cep telefonunuzdan bile çeşitli uygulamalar aracılığıyla dil öğrenmek ve bilgisayarınızdan çeşitli online eğitimlere katılmak mümkün hale gelmiştir.

Yabancı Dil Eğitimi Almanız Şart

Bir diğer önemli husus ise sadece bu konuda uzmanlaşmış yerlerden online eğitim almak. Çünkü dil öğrenmek için en etkili yollardan biri pratik yapmaktır. Birebir ders alıp sadece size özel hazırlanacak bir eğitimi de seçebilirsiniz elbette, ancak birebir eğitim doğası gereği maliyet açısından grup eğitimine kıyasla biraz daha tuzlu olacaktır.  Bununla birlikte özel eğitim veren her yer doğru eğitimi uygular diye bir kural olmadığından ders seçmeden önce ayrıntılı bir araştırma yapmanız hatta etrafınızda yabancı dil eğitimi almış kişiler varsa onlara sormanız sizin yararınıza olacaktır. Böylelikle verimsiz öğrenme metotları uygulayan yerlerden kaçınarak vakit kazanmış olursunuz.

Nereden ücretsiz yabancı dil eğitimi alabilirim?

İstanbul İşletme Enstitüsü kapsamındaki ücretsiz sertifika programları arasından uzman eğitmenler eşliğinde etkileşimli bir şekilde alacağınız yabancı dil eğitimleri size hem pratik yapmanız konusunda hem de dil hakimiyeti oluşturmanız açısından yardımcı olacaktır. 

Yeni Ufuklara Yelken Açın

Artık yabancı dil öğrenimi hakkında biraz bilgi sahibi olduğunuza göre kendinize nasıl bir yol belirlemek istediğinize karar verebilirsiniz. Öğrenmek istediğiniz dili belirledikten sonra hayatınızı o dilde yaşamaya başlayın. Etrafınızda pratik yapabileceğiniz kişiler olmasa dahi seçtiğiniz dilde diziler izleyin. 

Türkçe altyazı eşliğinde izlediklerinizi karşılaştırmaktan çekinmeyin. Gün içinde kendi kendinize konuşun, içinizden yabancı dilde düşünün. Reklamlar, haberler, dergiler, gazeteler okuyun. Kendinizi o dilin kültürüne aktarın. Kendiniz gibi düşünmeyin, başka bir insan olun. Kendi kendinize o dilde sahneler canlandırın. İlk aşamalarda hiçbir şey yolunda gitmiyor diye kesinlikle düşünmeyin. Hiçbir şey anlayamadığınızı düşünseniz bile gördüğünüz her şey sizin için bir tecrübe olacaktır ve aklınızın bir köşesinde mutlaka yer edecektir. Merak etmeyin zamanla her şeyin rayına oturduğunu fark edeceksiniz. Ayrıca bütün bunlardan en önemlisi hedefinize ulaşana kadar asla pes etmeyin.

TOLUNAY UZUN

Neden Yabancı Dil Öğrenemiyoruz?

Öğrenme YoluNasıl YapılırFaydaları
Elektronik Araçların Dili DeğiştirmeKullandığınız elektronik cihazlarda dil ayarını hedef yabancı dil olarak seçin.Günlük hayatta sık karşılaşılan ifadelerle dil pratiği yapma imkanı sağlar.
Alt Yazı KullanımıÖğrenmek istediğiniz dilin alt yazısı ile film veya dizi izleyin.Dilin kullanıldığı bağlamı anlamak için çok yararlıdır. Özellikle aksan ve dil bilgisi öğrenmede yardımcı olur.
Arkadaşınla Yabancı Dilde KonuşGün içinde sürekli başvurduğunuz kelimeleri yabancı dilde öğrenin ve arkadaşınızla konuşmaya çalışın.Pratik yapma imkanı sunar ve öğrenilen dilin kullanımını arttırır.
Yeni Bir Dil KonuşmakÖğrendiğiniz dili mümkün olduğunca çok konuşun ve öğrenmek için zamanı etkili kullanın.Konuşma becerisi kazandırır ve dil öğrenme hızını arttırır.
Online Eğitimler ve UygulamalarOnline eğitimler ve dil öğrenme uygulamalarını kullanın.Farklı kaynaklar ve pratiğe dayalı öğrenim sunar.
Pratik Yapabileceğiniz Kafe ve EtkinliklerYabancı dil pratiği yapabileceğiniz sosyal ortamları ziyaret edin.Gerçek hayatta dil kullanımını arttırır ve rahatlık hissi verir.
Petit Büro TavsiyesiDil öğrenme sürecini lezzetli bir hobiye dönüştürün.Öğrenme süreci eğlenceli ve motive edici hale gelir.
Görsel İşitsel Materyal KullanımıMüzik, filmler, podcastler ve diğer görsel işitsel materyalleri kullanın.Dilin gerçek hayatta nasıl kullanıldığını anlama fırsatı sunar.
Online Sözlük ve Çeviri AraçlarıKelimelerin anlamlarını ve öğrenmekte olduğunuz dilde nasıl kullanıldıklarını öğrenin.Dil becerilerinizi genişletir ve öğrenme sürecinizi hızlandırır.
Dil Değişim ProgramlarıDil öğrenme amacıyla yurtdışına gitmek ve farklı bir kültürle iç içe yaşamak.Dil konuşma becerilerini geliştirir ve kültürel deneyim elde eder.

Yabancı dil öğrenmemek için bulunan bahaneler öğrenmek için bulunanlardan daha mı fazla? Özelikle iş yaşamı, okul gibi mecburi rutinlerin içinde nefes alacak vakit bulamıyorum, diyenlerin sayısı da epey yüksek. Zaman yönetimi sağlamak, özellikle büyük şehirlerde yaşayanlarımız için daha da zor. Hiçbir şey yapmadan yeni bir dil öğrenmek de mümkün değil. Günlük hayatımızda yaptığımız değişikliklerle, yabancı dil öğrenmeye adım atmak güzel olmaz mı? Işte insanlık için küçük ama yeni bir dil öğrenmek isteyenler için büyük bir adım olacak 4 öneriyi inceleyelim.

Dil Seçme Hakkı

Her birimiz gün içerisinde bilgisayar karşısında, cep telefonu ya da tablet gibi elektronik haberleşme araçlarıyla isteyerek ya da istemeyerek zaman harcıyoruz .Bu harcanan zamanı bir düşünürsek ne kadar çok olduğunu anlayabiliriz. Kullandığımız bu cihazların dil menülerinden, istediğimiz bir yabancı dili seçebiliriz. Aynı zamanda kullandığımız sosyal medya hesaplarımızı da yine istediğimiz bir dilde kullanarak, günlük hayatımızda yeni bir yabancı dil öğrenmek için alan yaratabiliriz. Farkında olmadan yeni kelimeler öğrendiğinizi görebilirsiniz. Sık tekrarlarla karşınıza çıkan kelimeleri gözardı etme şansınız olmayacak.

Alt Yazı Candır

Tüm gün çalışıp eve geldikten sonra, en sevdiği diziyi  izlerken yeni  bir dil öğrenmek kim istemez. Öğrenmek istediğiniz dilin alt yazısı ile bir şeyler izlemek çok bilinen bir yöntem. Netflix ise çıtayı biraz daha yükseltmiş durumda.  Google Choreme uzantısı olan Learn Language with Netflix’in sunduğu katalogdan; önce ülkenizi sonra öğrenmek istediğiniz dili seçebilirsiniz. Türkçe katalogda her dil seçeneği henüz  oturmamış olsa da özellikle İngilizce öğrenmek isteyenler için güzel bir fırsat. Önemli kelimeleri aydınlatarak dikkatinizi çekmeyi başarıyor. Dizinin orijinal dilinin alt yazısı ile Türkçe alt yazısı ekranda aynı anda yer alıyor. Gördüklerinizin ve duyduklarınızın yanı sıra anlık çeviri ile hızlı bir öğrenme sağlayabilirsiniz.

Arkadaşınla Yabancı Dilde Konuş

Herkesin bir arkadaşı vardır ve muhtemelen o da yabancı dil öğrenmek için zaman bulamaz. Gün içerisinde en çok iletişim de olduğunuz arkadaşınızla, öğrenmek istediğiniz dil üzerinden konuşmaya başlayabilirsiniz. Günlük kullandığınız kelimelerin neler olduğunu tespit ettiğinizi ve kullanmaya yeni başladığınız yabancı dil  içinde kendinizi rahat hissetiğinizi kısa bir zamanda görebilirsiniz.

Konuş Bakalım

Yeni bir dile başlarken en zor bulunan kısmı konuşma kısmı gibi görünüyor. Fakat hiç konuşmadan yabancı dil sahibi olduğumuzu söyleyemeyiz. Zaman zaten yok o dili bilen kimi bulacağım diyorsanız da yine bahane üretiyor olabilirsiniz.  Online yabancı dil eğitimleri ile veya uygulamalarla markete giderken bile ana dilini öğrenmekte olduğunuz biriyle konuşabilirsiniz. Özellikle İstanbul’da yaşayanlar için konuşma pratiği yapabileceğiniz kafeler mevcut. Çayınızı yudumlarken aynı zamanda öğrenmek istediğiniz dilde pratik şansı yakalayabilirsiniz. 

Yabancı dil öğrenmek için zaman olmayabilir ama bir dilin yabancı kalmaması için ufak şeyler yapmanın aslında ne kadar da mümkün olduğu ortada. Unutmayın 5 dakika bile zaman ayırmak hiç ayırmamaktan iyidir. 

AYŞE ALPASLAN

Fransızca bugün dünyada 300 milyon kişi tarafından konuşulan ve 29 ülkenin de resmi dili olarak kabul ettiği en önemli dillerdendir. İngilizceden sonra üzerinde en fazla çalışılan ve en çok öğrenilen dil olmasıyla kapsamı oldukça geniş olan Fransızcanın kökeni epey eskilere dayanmaktadır. Özellikle Latince ile olan benzerliğini göz ardı edemezsiniz. Pek çok İngilizce kelimenin kökeni Fransızca olduğu gibi pek çok Fransızca kelimenin de kökeni Latinceye dayanmaktadır. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin son yıllarında Türkçe’ye de pek çok Fransızca kelime geçmiştir. 

Aşkın ve Sanatın Dili Fransızca’nın Doğumu

Sanatın ve aşkın dili olarak kabul edilen Fransız dilinin arkasında inanılmaz derecede zengin ve ilginç bir tarih vardır. Temellerinin atıldığı döneme denk gelen zaman dilimi, milattan önce 60 yıllarında günümüz Fransa bölgesinde yaşamakta olan Galya halkının topraklarının Roma tarafından işgaliyle başlamaktadır. Romalıların işgaliyle başlayan süreçte bölgeye getirdikleri dil olan Latince zamanla baskın hale geldi ve Galyalıların diliyle birleşerek yeni bir dil oluşmasına olanak sağladı. Fransızca’nın günümüz Fransızcasının bebekliğine denk gelen dönemi ise 5. Yüzyılda “Frank”lerin Latinceyi bambaşka bir yöne saptırmasıyla başlamaktadır. Frankler Galyalıların etkisiyle bir miktar farklılaşmış olan Latinceyi kendi lehçelerine göre farklılaştırarak konuşmaya başladılar ve yeni bir dilin doğmasına önayak oldular.

10. yüzyıla gelindiğinde bölgede çeşitli halkların etkisiyle birçok farklı roman dili konuşuluyordu. Ancak bunlardan birisi Paris bölgesinde ön plana çıktı ve bölgede yayılmaya başladı. Dönemim kralı 1. François ise dilde birlik olması amacıyla tüm kanunların Fransızca olarak yazılmasına ve devletin resmi dilinin de Fransızca olarak devam etmesine karar verdi. 1789 Fransız Devriminden sonra ise Fransızca tüm okullarda ve kamusal alanda konuşulan tek dil haline geldi.

Fransızca 19. Ve 20. Yüzyılda günümüzün İngilizcesi konumundaydı. Coğrafi keşiflerin ve sömürgecilik faaliyetlerinin hızlanması Fransız dilinin tüm dünyaya yayılmasını sağladı. Aynı zamanda tüm dünya ülkeleri arasında diplomatik bir dil haline geldi.

Atatürk’ün neden İngilizceyi değil de Fransızcayı çok daha iyi bildiğinin cevabı da burada yatmaktadır.

İngiltere’nin sömürgecilik faaliyetlerini bilmeyen yoktur. Fransızların da tarihte sömürgecilik faaliyetleri söz konusu olduğunda İngiltere’den aşağı kalır bir tarafı olmamıştır. Sömürgecilik faaliyetlerinin de dilin yayılmasında büyük önemi olduğundan Fransızcanın dünyaya yayılışında en önemli etkenin sömürgecilik faaliyetleri olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle, Fransızcanın halk tarafından konuşulmasının yanı sıra idari amaçlarla kullanıldığı birçok Afrika ülkesinde resmi dil olmasının nedeni buradan kaynaklanmaktadır.

Yine Kanada, Fransızcanın düzenli olarak konuşulduğu bir diğer önemli ülkelerden birisidir. 17. Yüzyılın başlarında Kanada’ya bir kısım Fransız’ın yerleşmesiyle başlayan süreçle birlikte Fransızca Kanada’da yoğun olarak konuşulan dillerin başında gelmesiyle sonuçlanmıştır. 

SUPERPROF

Almanca dünya genelinde çok yaygın kullanılan bir dil ve aynı zamanda 8 farklı ülkenin resmi dili olma özelliği taşıyor. Avrupanın en çok konuşulan dili olan Almancanın tarihi incelendiğinde 3 farklı döneme ayrıldığını görmekteyiz. Bunlar eski Almanca, orta Almanca ve modern Almancadır.

Almancanın Tarihi

Almanyaca ait en eski kayıtlar M.S. 750 yılını gösteriyor. Ancak o dönemde dile dair standartların olmadığı da biliniyor. Bu dönemde Almancada yerel diyalektler kullanılıyor ve bölgeye göre değişiklik gösterebiliyor.

Almanca orta dönemde ise resmi yerlerde kullanılmaya başlandı. Özellikle 14. yüzyılda Kutsal Roma İmparatorluğu bu dili yaygın şekilde kullanılmaya başladı ve resmi yazışmalarda da bu dil yer aldı. Bu dilin en parlak çağını 18. yüzyılda yaşadığını belirtebiliriz. Özellikle yazarların büyük bölümünün Almanca dilini ustalıkla kullandıkları eserleri dilin bugünkü formunu kazanmasını sağladı.

Standart Almanca incelendiğinde diyalektlerinden çok farklı olduğu dikkat çekiyor. Hem telaffuzda hem de gramerde belirgin farklar bulunuyor. Yazı kuralları ve dil bilgisi kuralları ilk olarak 1880 yılında ortaya çıktı. Dude El Kitabı adlı eserde kaleme alındı ve 1901 yılında da Almancanın yazı kuralları bir standarda bağlanarak ilan edildi. Ancak dilin yazı kuralları ilan edildiğinde gözden geçirilmemişti. Sonrasında ise Alman dil uzmanları imlaları gözden geçirerek bir reform gerçekleştirdi.

Ayrıca Almancanın lehçeleri arasında da büyük fark bulunduğu görülmektedir. Yüksek Almanca ve Alçak Almanca şeklinde iki farklı grupta değerlendirilen lehçelerden Alçak Almanca lehçesi ses bakımından İngilizceye daha yakındır. Bu nedenle iki farklı lehçeyi konuşanlar geçmişte birbirlerini anlamakta zorluk çekebiliyordu. Ancak günümüzde dilin yaygınlaşması ile bu problem ortadan kalktı.

Neden Almanca Öğrenmeli?

  • Avrupa Birliği’nde ve özellikle Doğu Avrupa bölgesinde önemli bir dildir.
  • Avrupa’da konuşulan en yaygın dildir.
  • Bu dili öğrenirken ilginç bir kültürü ve gelenekleri de keşfedebilirsiniz.
  • Teknoloji, edebiyat, müzik, resim ve tarih alanında pek çok bilgiyi edinme şansı elde edilir.
  • Almanca konuşulan ülkeler arasında çok ilginç ve güzel coğrafyalar bulunur.
  • Öğrenmesi kolay diller arasında yer alır.
  • Dünya genelinde 100 milyondan fazla kişinin konuştuğu bir dildir.
  • Almanca internette en çok konuşulan 5 dilden biridir.
  • Dünyada en çok konuşulan 10 dilden biridir.
  • Çok önemli Alman edebiyatı eserlerini kendi dilinde okuma şansı elde edilir.

DAS ZEITUNG

Kanada’da Hangi Diller Konuşulur?

Resmi olarak İngilizce ve Fransızca dilleri Kanada’da konuşulan diller olarak kabul edilmektedir. Tüm bunların dışında, Kanada’nın farklı bölgelerinde yerel diller de konuşulmaktadır. Örneğin, Kuzeybatı Toprakları’nda İnuit dili, Yukon’da Kutchin ve Tagish dilleri, Nunavut’ta ise İnuktitut, Kanada’da İngilizce konuşulan eyaletlerde İngilizce ve Fransızca gibi diller yoğunluklu olarak konuşulmaktadır.

Kanada’nın bazı bölgelerinde, özellikle Quebec eyaletinde, Fransızca daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, ülkenin geri kalanında İngilizce yaygın olarak konuşulmaktadır. Kanada’da birçok kişi iki dili de konuşabilmekte ve ülkenin çoğu yerinde İngilizce ve Fransızca yer isimleri, sokak tabelaları ve resmi belgelerde yer almaktadır.

Kanada’da En Çok Hangi Diller Konuşulur?

Kanada, çok farklı kültürlerden gelen insanların yaşadığı bir ülke olduğu için birçok farklı dil konuşulmaktadır. Ancak, Kanada’nın resmi dilleri İngilizce ve Fransızca’dır, ve çoğu Kanadalı bu dillerden en az birini konuşabilmektedir.

Kanada’da en yaygın olarak konuşulan dil olarak İngilizce dili kabul edilir. Kanada’da yaşayan nüfusun yaklaşık çoğunluklu olarak yüzde 60’ı İngilizce konuşabilmektedir. İngilizce, özellikle İngilizce konuşan ülkelerden göç eden insanlar tarafından Kanada’ya getirilmiştir, batı ve orta bölgelerinde daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Fransızca, Kanada’nın resmi dillerinden biridir ve özellikle Quebec eyaletinde daha yaygın olarak kullanılmaktadır.

Kanada’da yaşayan nüfusun yaklaşık %20’si Fransızca konuşabilmektedir. Kanada’nın doğu bölgelerinde ve Ontario eyaletinin kuzeydoğu kesiminde de Fransızca konuşulmaktadır.

Kanada’da ayrıca İspanyolca, Almanca, İtalyanca, Mandarin, Kantonca, Punjabi, Urdu ve Arapça gibi diller de konuşulmaktadır. Bu diller, Kanada’da yaşayan göçmenler tarafından getirilmiştir ve ülke genelinde yaygın olarak konuşulmaktadır. Ayrıca, yerli halklar arasında da farklı diller konuşulmaktadır. Bunlar arasında Cree dili, Ojibwe dili, Dene dili ve Inuktitut dili gibi diller yer almaktadır. Kanada, çok kültürlü bir ülke olduğu için, dil çeşitliliği ülke genelinde yaygın olarak görülmektedir. Farklı dilleri konuşan insanlar, Kanada’da birlikte yaşamaktadırlar ve bu kültürel çeşitlilik, Kanada’nın güçlü bir toplumsal yapıya sahip olmasını sağlamaktadır.

Murat Koçak

StratejiTanımDetaylar
Doğru Dil SeçimiYabancı dil öğrenmeye başlarken en önemli adımlardan biri.Kişinin amaçları ve ilgi alanlarına uygun bir dil seçilmesi gereklidir.
Kişisel Amaçlarını BelirlemeÖğrenmek istenen dilin nedeni ve amacını netleştirmek.Bu hedefler, hangi dili öğrenmenin en uygun olduğunu belirlemeye yardımcı olur.
İlgi Alanlarına BakınHangi kültürlerin ve bölgelerin ilginizi çektiğini belirlemek.İlgilendiğiniz bir kültürle ilişkilendirilen bir dil öğrenmek, motivasyonunuzu artırabilir.
Kariyer Olanaklarını AraştırmaHangi dillerin iş dünyasında talep edildiğini belirlemek.İşverenler, birden fazla dil bilen çalışanları tercih eder.
Dilin Zorluğunu DeğerlendirmeHer dilin farklı bir zorluk seviyesi vardır.Öğrenmeye hazır olduğunuz zaman ve çabayı göz önünde bulundurun.
Kültürel Bağlantıları İncelemeDilin bağlı olduğu kültürü keşfetmek.Dil öğrenme sürecini daha derin ve anlamlı hale getirebilir.
Dilin İçinde YaşamaDilin konuşulduğu bir ülkede yaşamak veya uzun bir süre ziyaret etmek.Dilinize sürekli maruz kalmak ve kullandığınız dil becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olur.
Kendinizi ZorlamaDil öğrenme sürecini hızlandırmak ve derinleştirmek için çaba göstermek.Rahat bölgenizden çıkıp sürekli olarak yeni dil becerilerini denemek ve uygulamak.

dünya artık daha fazla birbirine bağlı hale geldiği için yabancı bir dil öğrenmenin önemi giderek artıyor. bir yabancı dili anlamak ve konuşmak, sadece kişisel gelişimimize katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda iş fırsatlarını genişletiyor ve kültürel deneyimler sunuyor. ancak, yeni bir dil öğrenme süreci, birçok insan için bir dizi zorlukla doludur.

KonuÖzet
GirişDil öğrenmenin önemi ve zorlukları hakkında giriş yapma.
Doğru Dil SeçimiKişisel amaçlarınızı ve ilgi alanlarınızı göz önünde bulundurarak doğru dili seçin. Kariyer fırsatları ve kültürel bağlam da dikkate alınmalıdır.
İçine Sinen Dil SeçimiDil öğrenmeyi içselleştirin; ilgi alanlarınızla, gelecek kariyerinizle ve kişisel bağlantılarınızla uyumlu bir dil seçimi yapın.
Dil İçinde Yüzmek veya BatmakDili yaşayarak öğrenin; günlük hayatta pratiğe dökün ve dil değişim partnerleri veya kaynaklarla aktif olarak çalışın.
Dil Kursları: Geleneksel mi, Çevrimiçi mi?Geleneksel kurslar ve çevrimiçi platformları karşılaştırarak, kişisel öğrenme tarzınıza uygun olanı seçin.
Ana Dil Konuşmacılarıyla Pratik YapmakAna dil konuşmacılarıyla etkileşim kurarak, dil pratiği yapın; dil değişim partnerleri bulun, dil kafelerine katılın ve dil kurslarına katılarak öğrenme deneyiminizi zenginleştirin.
Dil Öğrenme Uygulamalarını KullanmaDil öğrenme uygulamalarını düzenli bir program dahilinde kullanın; dil bilgisi, kelime bilgisi ve pratik yapma için bu uygulamalardan faydalanın.
Okuma ve Dinleme Anlama Becerilerini GeliştirmeOkuma ve dinleme anlama becerilerinizi geliştirmek için hedef dilde kitap okuma, podcast dinleme, altyazılı filmler izleme ve dil öğrenme uygulamalarını kullanma stratejilerini benimseyin.
SonuçDil öğrenme maceranıza başlamak için hazırsınız! Dil kurslarına katılarak destek alın ve yeni bir dil öğrenmenin kapılarını aralayın.

Doğru Dil Seçimi

Yabancı bir dil öğrenme yolculuğuna başlamadan önce, hangi dili öğrenmek istediğinizi seçmek önemlidir. Dil seçimi, kişisel hedefleriniz ve ilgi alanlarınızla uyumlu olmalıdır. İşte doğru dili seçerken göz önünde bulundurmanız gereken bazı önemli faktörler:

1. Kişisel Amaçlarınızı Belirleyin: İlk adım, neden yeni bir dil öğrenmek istediğinizi netleştirmektir. İş mi yapmak istiyorsunuz, seyahat mi etmek istiyorsunuz, yoksa sadece kişisel gelişiminiz için mi yeni bir dil öğrenmek istiyorsunuz? Amaçlarınızı belirlemek, hangi dilin sizin için en uygun olduğunu seçmede size yol gösterecektir.

2. İlgi Alanlarınıza Bakın: Hangi kültürler, ülkeler veya bölgeler sizi ilgilendiriyor? İlgilendiğiniz bir kültürle ilişkilendirilen bir dil öğrenmek, motivasyonunuzu artırabilir. Örneğin, İtalyan mutfağına ilgi duyuyorsanız, İtalyanca öğrenmek sizin için daha çekici olabilir.

3. Kariyer Olanaklarına Dikkat Edin: Dil seçimi, iş fırsatlarınızı etkileyebilir. Özellikle küresel bir iş dünyasında yaşıyorsanız, belirli dillerin işverenler tarafından talep edilip edilmediğini araştırmak önemlidir. İşverenler, birden fazla dil bilen çalışanları sıkça tercih ederler.

4. Dilin Zorluğunu Değerlendirin: Her dilin farklı bir zorluk seviyesi vardır. Bazıları daha kolay öğrenilebilirken, diğerleri daha karmaşıktır. Ne kadar zaman ve çaba harcamaya hazır olduğunuzu düşünerek dilin zorluğunu göz önünde bulundurun.

5. Kültürel Bağlantıları İnceleyin: Dil, bir kültürün kapısını açar. Öğrenmeyi düşündüğünüz dilin bağlı olduğu kültürü keşfetmek, dil öğrenme sürecinizi daha derin ve anlamlı hale getirebilir.

Başlangıçta doğru dili seçmek, dil öğrenme yolculuğunuzun temelini oluşturur. Kendi hedeflerinizi, ilgi alanlarınızı ve yaşam tarzınızı göz önünde bulundurarak, size en uygun olanı seçmek için biraz zaman harcamak, başarınızın anahtarı olabilir. Hangi dili seçerseniz seçin, yeni bir dil öğrenmek dünya görüşünüzü zenginleştirecek ve sizi daha fazla fırsatla tanıştıracaktır.

İçine Sinen Dili Seç

Yabancı bir dil öğrenme yolculuğuna başlarken dil seçimi, başarıya giden yolun temel taşlarından biridir. Ancak doğru dilin seçilmesi, sadece kişisel hedeflerle sınırlı değildir, aynı zamanda bu dilin sizin için anlamlı ve içine sinen bir seçim olması önemlidir. İşte doğru dili seçerken dikkate almanız gereken bazı önemli faktörler:

1. İlgilendiğiniz Konular: Dil öğrenme süreci, ilgi alanlarınıza bağlı olarak daha keyifli hale gelebilir. Örneğin, tarih meraklısıysanız, Latince veya antik Yunanca gibi tarihi diller öğrenmek sizi daha fazla motive edebilir.

2. Gelecek Kariyer Fırsatları: Hangi dilin kariyeriniz için faydalı olabileceğini düşünün. Özellikle iş dünyasında, belirli dillerin bilinmesi, iş fırsatlarınızı genişletebilir ve uluslararası iş ilişkilerinde size avantaj sağlayabilir.

3. Kültürel Bağlantılar: Dil, bir kültürün kapısını açar. Öğrenmeyi düşündüğünüz dilin bağlı olduğu kültürü ve bu kültürle olan bağlantıları incelemek, daha fazla içsel motivasyon sağlayabilir.

4. Dilin Yaygınlığı: Bazı diller daha yaygın olarak konuşulur ve daha fazla kaynak ve fırsat sunar. Örneğin, İngilizce dünya genelinde yaygın olarak kullanıldığı için uluslararası iletişim için sık tercih edilir.

5. Dilin Zorluğu: Her dilin farklı bir zorluk seviyesi vardır. Öğrenmeye başlamadan önce, dilin karmaşıklığını ve öğrenme sürecinin ne kadar zaman ve çaba gerektirebileceğini değerlendirin.

6. Kişisel Bağlantılar: Aileniz veya arkadaşlarınız arasında konuşulan bir dili öğrenmek, günlük pratik fırsatları artırabilir ve motivasyonunuzu yükseltebilir.

Dil İçinde Yüzme veya Batma

Yabancı bir dil öğrenme sürecinde dilin içine dalmak, en etkili yöntemlerden biridir. Bu, “dil içinde yüzme veya batma” anlamına gelir. İşte dil içinde yüzme yöntemini kullanarak bir yabancı dili nasıl daha etkili bir şekilde öğrenebileceğinize dair bazı stratejiler:

1. Dilin İçinde Yaşayın: Eğer mümkünse, dilin konuşulduğu bir ülkede yaşamak veya uzun bir süre ziyaret etmek, dilinizi hızla geliştirmenin en etkili yollarından biridir. Bu, günlük hayatta sürekli olarak dili duymanıza ve kullanmanıza olanak sağlar.

2. Kendinizi Zorlayın: Dil içinde yüzme, zaman zaman rahat bölgenizin dışına çıkmayı gerektirir. Cesur olun, yerel insanlarla iletişime geçin ve dilinizi pratiğe dökün. Hatalardan korkmayın, çünkü hatalar dil öğrenme sürecinin bir parçasıdır.

3. Dilinizi Günlük Hayatta Kullanın: Yeni bir dil öğreniyorsanız, günlük hayatınızda o dile yer açın. Notlar alın, günlük tutun, alışveriş yaparken veya yemek tarifleri okurken o dili kullanın.

4. Dil Değişim Partnerleri: Dil değişim partnerleri veya konuşma partnerleri bulmak, dil pratiği için harika bir yoldur. Başka bir kişiyle dil değişim yaparak hem kendi dilinizi öğretirsiniz hem de hedef dilinizi geliştirirsiniz.

5. Dil Öğrenme Materyalleri: Dil içinde yüzmek için kaynaklarınızı kullanın. Yabancı filmler izleyin, yerel gazeteleri okuyun, radyo programlarını dinleyin ve yerel dergileri keşfedin. Bu, dilin gerçek hayattaki kullanımını daha iyi anlamanıza yardımcı olur.

Dil içinde yüzme, bir dilin sadece kelimeler ve kurallar değil, aynı zamanda kültür, ifade ve iletişim biçimi olduğunu anlama yolculuğunun bir parçasıdır. Bu stratejileri kullanarak, yeni bir dil öğrenme sürecinizi daha etkili ve tatmin edici hale getirebilirsiniz.

Dil Kursları: Geleneksel mi, Çevrimiçi mi?

Yabancı bir dil öğrenmek için iki yaygın yöntem vardır: geleneksel sınıf tabanlı dil kursları ve çevrimiçi dil öğrenme platformları. Her iki yaklaşımın da avantajları ve dezavantajları vardır. İşte bu iki yaklaşımı karşılaştırarak hangisinin size daha uygun olduğunu bulmanıza yardımcı olacak bazı önemli faktörler:

1. Geleneksel Sınıf Tabanlı Kurslar:

  • Yüz yüze etkileşim: Sınıf tabanlı kurslar, öğrencilerin bir öğretmenle ve diğer öğrencilerle etkileşimde bulunmasına olanak tanır. Bu, dilin konuşulmasını ve dinlenmesini geliştirebilir.
  • Disiplin ve yapı: Sınıf ortamı, öğrencilere düzenli çalışma ve öğrenme programına uyma konusunda yardımcı olabilir.
  • Öğretmen rehberliği: Bir öğretmen, öğrencilere geri bildirim sağlama ve öğrenme sürecini yönlendirme konusunda değerli olabilir.
  • Sosyal etkileşim: Sınıf arkadaşlarıyla etkileşim, öğrencilere farklı kültürleri ve bakış açılarını deneyimleme fırsatı sunar.

2. Çevrimiçi Dil Öğrenme Platformları:

  • Esneklik: Çevrimiçi platformlar, öğrencilere istedikleri zaman ve hızda öğrenme fırsatı sunar.
  • Çeşitlilik: Çevrimiçi platformlarda genellikle birçok farklı dil seçeneği bulunur. Bu, istediğiniz dili seçme özgürlüğü sağlar.
  • Kaynaklara Erişim: İnternet, öğrencilere dil materyallerine kolay erişim sağlar, bu da farklı öğrenme stillerine uyan kaynakları seçme fırsatı sunar.
  • Uygun Maliyet: Geleneksel kurslara göre genellikle daha ekonomik bir seçenek olabilir.

Hangi yöntemi seçerseniz seçin, dil öğrenme sürecinizin kişisel ihtiyaçlarınıza ve öğrenme tarzınıza uygun olması önemlidir. Bazı kişiler sınıf ortamını tercih ederken, diğerleri çevrimiçi kaynakların sunduğu esneklikten yararlanmayı tercih edebilir.

Ana Dilinde Konuşanlarla Pratik Yapmak

Yabancı bir dil öğrenirken, o dilin ana konuşmacılarıyla pratik yapmak son derece önemlidir. Ana dil konuşmacılarıyla etkileşim, dilin doğru telaffuzunu, günlük ifadeleri ve kültürel incelikleri öğrenmenin en iyi yoludur. İşte ana dil konuşmacılarıyla etkileşim kurarak dil öğrenme stratejileri:

1. Dil Değişim Partnerleri Bulun: Yerel konuşmacılarla dil değişim ortakları veya dil partnerleri bulmak, yeni bir dil öğrenme sürecinde büyük bir avantajdır. Bu partnerlerle dil değişim yaparak kendi dilinizi öğretebilir ve hedef dilinizi geliştirebilirsiniz.

2. Dil Kafe ve Etkinliklerine Katılın: Çevrenizdeki dil kafeleri, topluluk etkinlikleri ve kültürel etkinliklere katılarak yeni insanlarla tanışabilir ve dilinizi kullanabilirsiniz. Bu tür etkinlikler, hem dil öğrenme hem de sosyal bağlantılar kurma açısından faydalıdır.

3. Çevrimiçi Dil Değişim Platformlarını Kullanın: İnternet üzerinde birçok dil değişim platformu bulunmaktadır. Bu platformlar, dünya genelinden insanlarla dil değişimi yapmanıza olanak tanır. Video görüşmeler veya yazışmalar aracılığıyla dil pratiği yapabilirsiniz.

4. Dil Kurslarına Katılın: Yerel dil kurslarına veya çevrimiçi dil kurslarına katılarak, hem öğretmenin hem de sınıf arkadaşlarının deneyimlerinden faydalanabilirsiniz. Bu kurslar, dil pratiği ve öğrenme sürecinizi destekler.

5. Dil Öğrenme Uygulamalarını Kullanın: Dil öğrenme uygulamaları genellikle konuşma pratiği yapmanıza olanak tanır. Bu uygulamalar, dilin sesini tanımanıza, doğru telaffuz etmenize ve günlük konuşma becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olabilir.

Ana dil konuşmacılarıyla etkileşim kurmak, dil öğrenme deneyiminizi daha gerçekçi ve güçlü hale getirir. Bu, yeni bir dilin sadece kelime ve kurallarla değil, aynı zamanda gerçek yaşamda nasıl kullanıldığını anlamanıza yardımcı olur.

Dil Öğrenme Uygulamalarını Kullanma

Günümüzde, dil öğrenme uygulamaları yabancı bir dil öğrenme sürecini desteklemek için güçlü bir araç haline geldi. Bu uygulamalar, özellikle mobil cihazlarınızı kullanarak her an ve her yerde dil öğrenmeyi kolaylaştırır. İşte dil öğrenme uygulamalarını kullanarak nasıl daha etkili bir şekilde yeni bir dil öğrenebileceğinize dair bazı stratejiler:

1. Kaliteli Uygulamaları Seçin: Piyasada birçok dil öğrenme uygulaması bulunsa da, kaliteli ve güvenilir olanları seçmek önemlidir. Kullanıcı yorumlarını inceleyerek veya uzman tavsiyelerini araştırarak en iyi uygulamaları bulabilirsiniz.

2. Düzenli ve Planlı Bir Program Oluşturun: Uygulamaları rastgele kullanmak yerine, düzenli ve planlı bir program oluşturun. Her gün belli bir zaman diliminde uygulamayı kullanarak sürekli ilerleme kaydedebilirsiniz.

3. Dil Bilgisi ve Kelime Bilgisi Geliştirme: Dil öğrenme uygulamaları, dil bilgisi kuralları ve kelime bilgisini geliştirmek için harika bir kaynaktır. Uygulamaların sunulan testler, alıştırmalar ve interaktif öğrenme materyalleriyle dil yapısını öğrenebilirsiniz.

4. Dil Pratiği İçin Konuşma ve Dinleme Etkinlikleri: İyi dil öğrenme uygulamaları, konuşma ve dinleme pratiği yapmanıza da olanak tanır. Dilin doğru telaffuzunu öğrenmek ve farklı aksanları tanımak için bu özellikleri kullanabilirsiniz.

5. İlerlemenizi İzleyin: Uygulamalar genellikle kullanıcıların ilerlemesini izlemelerine yardımcı olan araçlar sunar. İlerlemenizi takip edin, başarılarınızı kutlayın ve hedeflerinize doğru ilerlediğinizi görmek sizi motive edecektir.

Okuma ve Dinleme Anlama Becerilerini Geliştirme

Yabancı bir dil öğrenirken okuma ve dinleme anlama becerileri oldukça önemlidir. Bu beceriler, dilin gerçek hayattaki kullanımını anlama ve iletişim kurma yeteneğinizi geliştirir. İşte okuma ve dinleme anlama becerilerinizi geliştirmek için bazı stratejiler:

1. Hedef Dilinde Kitap ve Makale Okuyun: Hedef dilde kitaplar, makaleler ve gazeteler okumak, kelime dağarcığınızı genişletir ve dilin yazılı formunu anlama yeteneğinizi artırır. Başlangıçta basit metinlerle başlayarak zorluğu artırın.

2. Dilde Podcast ve Radyo Dinleyin: Dilde podcast’ler ve radyo programları dinlemek, duyduğunuz dili daha iyi anlamanıza ve aksanları tanımanıza yardımcı olur. Konu çeşitliliği sağlayan içerikleri tercih edin.

3. Altyazılı Filmler ve Diziler İzleyin: Hedef dilde altyazılı filmler ve diziler izlemek, hem dinleme hem de görme anlama becerilerinizi geliştirir. İlgilendiğiniz bir konuda film veya dizi seçerek eğlenceli bir şekilde öğrenin.

4. Sesli Kitaplar Kullanın: Dil öğrenirken sesli kitaplar kullanmak, dinleme anlama becerilerinizi geliştirmenin harika bir yoludur. Kitapları dinlerken metni takip etmek, kelime telaffuzunu öğrenmenize yardımcı olabilir.

5. Notlar Alın ve Tartışmalar Katılın: Okuma ve dinleme sırasında notlar almak, önemli bilgileri kaydetmenize yardımcı olur. Ayrıca, dil öğrenme gruplarında veya çevrimiçi forumlarda tartışmalara katılarak pratik yapabilirsiniz.

Okuma ve dinleme anlama becerilerinizi geliştirmek, dil öğrenme sürecinizin temelini oluşturur. Bu beceriler, gerçek dünyada dil kullanımını anlama ve iletişim kurma yeteneğinizi artırır. Bu nedenle, düzenli olarak bu becerileri çalışmak önemlidir.

Dil Öğrenme Maceranıza Başlayın!

Yabancı bir dil öğrenmek, sizi yeni kültürlerin kapılarını aralayacak, iş fırsatlarını genişletecek ve dünyayı daha geniş bir perspektifle görmenizi sağlayacaktır. Bu makalede, yeni bir dil öğrenme sürecine başlarken dikkate almanız gereken en etkili stratejileri ele aldık.

Dil seçimi, kişisel hedeflerinize ve ilgi alanlarınıza uygun olmalıdır. Dilin içine dalmak, öğrenme sürecinizi hızlandırır ve bir dilde nasıl düşünüldüğünü anlamanıza yardımcı olur. Geleneksel sınıf tabanlı kurslar ve çevrimiçi kaynaklar arasında seçim yaparken kişisel öğrenme tarzınıza dikkat edin. Ana dil konuşmacılarıyla etkileşim kurmak, dilinizi gerçek yaşamda kullanma pratiği sunar.

Dil öğrenme uygulamaları, okuma ve dinleme anlama becerilerinizi geliştirmek için güçlü bir araçtır. Düzenli bir program oluşturarak ve ilerlemenizi izleyerek, yeni bir dil öğrenme yolculuğunuzda başarıyı garantileyebilirsiniz.

Şimdi, dil öğrenme maceranıza başlama zamanı! Dil öğrenme kurslarımıza katılarak, uzman öğretmenlerimiz eşliğinde yeni bir dil öğrenmenin tadını çıkarabilirsiniz. Sizi dil öğrenme hedeflerinize ulaştırmak için buradayız. Başlayın ve yeni bir dilin kapılarını aralayın! Dil öğrenmek, dünyayı keşfetmek ve sizi bir adım öne taşımak için atabileceğiniz en büyük adımlardan biridir.

Yabancı Dil Öğrenme Yolları

Yabancı dil öğrenmeye karar verdiyseniz yapmanız gereken en önemli şey motivasyonunuzu yüksek tutmak ve doğru yabancı dil öğrenme yolları bulmak olacak. Zaman zaman zorlandığınız zaman motivasyona, zorlukları aşmak içinse doğru yollara ihtiyacınız var. Evinizde, iş yerinizde, okulda ya da sokakta yabancı dil öğrenmeye devam edin ve öğrenme sürecini günlük hayatınıza yayın. Böylece hem bildiklerinizi sürekli pekiştirebilir hem de ara vermeden bilgi dağarcığınızı genişletebilirsiniz.

En etkili yabancı dil öğrenme yolları nelerdir? 

İngilizce oyunlar oynamak

Oyun oynamak her yaşta güzeldir. Sevdiğiniz oyunları yabancı dil öğrenme sürecinize de dahil edebilirsiniz. Örneğin Scrabble, yeni kelimeler öğrenmek ve kelime bilginizi geliştirmek için harika bir oyun olarak karşımıza çıkıyor.

Ayrıca farklı kelime oyunları da deneyebilirsiniz. İngilizce bilen ya da öğrenen arkadaşlarınızla bir araya geldiğinizde bir kelime bulun ve o kelimenin son harfiyle yeni bir kelime söyleyin. Oyunu bu şekilde sıkılana kadar sürdürebilirsiniz. Sizinle oynayacak birini bulamasanız bile tek başınıza bu oyunu oynayarak kelime çalışabilirsiniz.

Müzik dinlemek

Araştırmalar, öğrenilen dilde şarkılar dinlemenin, gramer, kelime bilgisi ve konuşma becerilerini geliştirmeye faydalı olduğunu ortaya koyuyor. Şarkı sözlerini anlamaya çalışarak bildiğiniz kelimelerin ve cümle yapılarının nasıl kullanıldığını öğrenebilirsiniz. Üstelik kelimelerin doğru telaffuzunu öğrenmek için de müzik dinlemek büyük fayda sağlayacak.

Sürekli not almak

Bir yerlerde karşınıza çıkan yeni cümleleri, ifadeleri ve kelimeleri not aldığınız küçük bir defteri sürekli yanınızda taşıyın. Böylece sürekli yeni bilgiler edinebilirsiniz. Üstelik, fırsat buldukça defterin sayfalarını karıştırarak bu yeni bilgileri aklınızda tutabilirsiniz.

Yabancı dilde forumlar ve sözlüklerde zaman geçirmek

Merak ettiğiniz konularda forumları gezerken öğrendiğiniz dilde arama yapın ve karşınıza çıkan sonuçları anlamaya çalışın. Yabancı dil öğrenme yolları, ilginizi çeken alanlarda çalışmalar yaptığınızda daha etkili olacak. Türkçe bir sayfayı belki hızlıca anlayabilirsiniz ama yabancı dilde yazılan forumları anlamaya çalışırken verilen bilgilerin yanı sıra dili de öğreneceksiniz. Bir taşla iki kuş!

Film ve dizi izlemek

Yabancı dil öğrenmek için film ve dizi izlemek paha biçilemez bir yöntem. Bu yöntemle dili kullanıldığı haliyle duyacağınız için kelimeleri doğru yerde kullanmaya alışacaksınız. Telaffuzunuzu büyük bir hızla geliştirecek ve bilgilerinizi eğlenerek pekiştirmiş olacaksınız. Dil öğrenenlere; dizi ve filmlerin önce altyazısız, sonra bir kez de altyazılı olarak izlenmesini öneriyoruz.

Sürekli okumak

Kitap okumak, yabancı dilinizi geliştirmeniz için çok etkili. Kelime ve cümle yapılarını yazılı olarak görmek, aklınızda yer etmesini kolaylaştırır. Ancak sadece kitap değil, öğrendiğiniz dilde yazılı olarak bulabildiğiniz tüm kaynakları sürekli okuyun ve anlamaya çalışın. Akıllı telefonunuza bir sözlük yükleyerek bilmediğiniz kelimeleri her an her yerde araştırma şansı bulabilirsiniz.

Konuşma gruplarına dahil olmak

Hemen her şehirde yabancı dil öğrenenlerin bir araya gelerek konuşma pratiği yaptığı etkinlikler düzenleniyor. Bu etkinliklere katılarak öğrendiğiniz dili konuşan ya da yeni öğrenen kişilerle bir araya gelin. Hem keyifli zaman geçirir ve yeni arkadaşlar edinirsiniz hem de yabancı dilinizi geliştirmiş olursunuz.

Dilin konuşulduğu ülkelere gitmek

İşiniz ve maddi durumunuz el verdiğince, dilin konuşulduğu ülkelere seyahat edin. İnsanlarla öğrendiğiniz dili konuşun. Markette alışveriş yaparken, yemek siparişi verirken pratik yapma şansı bulursunuz. Hata yapmaktan korkmayın. İnsanlar kendi dillerini öğrenmeye gayret ettiğiniz için mutlu olacak!

Kendi kendine konuşmak

Gün içinde hepimiz bazen kendi kendimize konuşuyoruz. Bu zamanları da dil öğrenme sürecinize katın. Ayna karşısına geçin ve kendi kendinize bir şeyler anlatın. Hatta konuşurken ses kaydı alarak kendi telaffuzunu dinleme şansı da bulabilirsiniz.

Dili mobil cihazlarınızda kullanmak

Cep telefonunuzda ve bilgisayarınızın dilini öğrendiğiniz dile çevirin. Hatta sosyal medya hesaplarınızı da bu dillerde kullanın. Böylece her fırsatta dili kullanma fırsatı bulur ve bazı temel kelimelerin hafızanıza kazınmasına yardımcı olabilirsiniz.

Online eğitim almak

Online eğitimler, fiziksel kurslardan farklı olarak çok daha kısa süreli olarak düzenlenebiliyor. Üstelik ana dilinde online eğitim veren kişilere, özel ders fiyatları ile kıyaslandığında çok daha uygun fiyatlara ulaşabilirsiniz. Günde sadece 10 dakikalık derslerle ekonomik ve pratik şekilde eğitiminize devam edebilirsiniz.

KONUŞARAK ÖĞREN

Portekizcenin kökeni Portekiz’dir. En fazla kişinin konuştuğu dünyada 6., Avrupa’da ise 3. ülkedir. Dünyada 250 milyon doğuştan Portekizce konuşan ve 24 milyon ikinci dil olarak Portekizce konuşan kişi vardır. Yani toplamda 274 milyon kişi Portekizce konuşur. Portekizce Portekiz, Angola, Mozambik, Brezilya, São Tomé ve Principe Cumhuriyeti, Gine Bissau Cumhuriyeti, Cape Verde ülkelerinin tek resmî dilidir. Doğu Timor, Ekvator Ginesi ve Makau’da ise ikinci resmî dildir. Portekizce konuşan kişilere ‘lusofon’ denir. Romalılar M.Ö. 216’da İber Yarımadası’na geldiklerinde dilleri de bu yarımadaya yayılmıştır. Portekizlilerin kökenini oluşturan ve bölgede Romalılardan önce bulunan Kelt medeniyetlerinin antik dilleri temeli oluşturur. Bölgedeki bu yerleşik Kelt kavmi nedeniyle Portekizlilere Lusitanyalılar denir.

Dil öğrenmek kimseyi korkutmasın. “Bir lisan bir insan” demiş büyüklerimiz. Genelde şöyle bir bakış açısı hâkim: Bu yaştan sonra bir de Portekizce mi öğreneceğiz!? Öğrenmenin yaşı olmadığı gibi, bir lisan öğrenmenin beyni ve hafızayı zinde tutup Alzheimer’ı önleyici etkisi herkes tarafından bilinir. Bulmaca çözmek gibi yaklaşarak dil öğrenmek ile ilgili kaygı yenilebilir. Portekizce öğrenmek ailede keyifli bir sosyal aktiviteye dönüştürülebilir. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husus vardır. Avrupa Portekizcesi öğrenmeyi hedeflemelisiniz. Internette ve youtube’da karşınıza çıkan çoğu kaynak Brezilya Portekizcesine odaklıdır. Telaffuz önemli ölçüde farklıdır, hatta Portekizce gramer ve kelimeler de belli bir ölçüde farklılık gösterir. Her ne kadar Brezilyalı ve Portekizliler çok rahat anlaşsa da sınavda Portekizce gramer ile Portekizce konuşma ve ifade biçimlerine odaklanmanız size avantaj sağlayacaktır. Ülkemizde de Portekizce kurs arayışınızda Brezilya Portekizcesi ile karşılaşmanız çok muhtemeldir. Bu yüzden size önerimiz, Portekiz’de bulunan yabancılara yönelik ve A2 seviyesi testine hazırlayan bir kurstaki Portekizli öğretmenlerden online ders alarak başlamanız. Portekizce nasıl öğrenilir sorusuna en doğru cevap bu yöntem olacaktır. Siz de dünyadaki 274 milyon kişiden biri olabilirsiniz.

EU PORTO

Portekizce konuşan ülkeler hangileridir? Bu dili kullanan birçok ülke bulunmakta bunlar Angola, Brezilya, Yeşil burun adaları, Gine-Bissau, Mozambik, Portekiz bu ülkeler Portekizce dilini kullanmaktadırlar.

BENGALCE

Bengladeş ile Hindistan’ın Batı Bengal ve Asam eyaletlerinde yaşayan 151 milyonu aşkın insan tarafından konuşulur. Görünür farklılıklarına rağmen hissedilir ölçüde bir yandan İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve Almanca gibi Avrupa dilleriyle, bir yandan da Hindustânî, Urduca, Gucerâtça ve Marathice gibi Kuzey Hint dilleriyle cümle ve kelime yapısı bakımından benzerlikler gösterir. Bengalce (Bengalî) Orice ve Assamca gibi modern Hint dillerinin de aslını teşkil eden ve Gaudia Prakrit adıyla anılan Prakrit dilinin Doğu kolu içinde doğup gelişmiştir. Prakrit dilinin ise Hint klasikleriyle destan ve kutsal metinlerinin yazıldığı en eski dillerden Sanskritçe’nin biraz kabalaşmış şekli olduğu bilinmektedir. Bengalce’nin adı geçen modern iki dille ilişkisi Avrupa’nın Latin kökenli dillerinin birbirleriyle olan ilişkisine benzer. Öte yandan Bengalce’nin yapı özelliklerinden biri de Güney Hindistan’daki Hint-Avrupalı olmayan Dravidî diller grubundan gelmesidir. Bunun sebebi Asam, Orissa ve Bihâr bölgeleriyle Bengladeş ve Batı Bengal’i içine alan ve tarihte Bengal adıyla bilinen kesimde, en eskiden Hint-Avrupalı olmayan insanların yaşamış bulunmasıdır; Hint-Avrupa dillerinin buradaki varlığına Ârîler’in (Hint-İran) göçlerinden sonra rastlanır.

Bengalce’nin yazı dili kullanıldığı her yerde aynı olmakla birlikte konuşma dili konuşulduğu yörelere göre farklılıklar gösterir. Özellikle Bengladeş’in kuzeyi ile Silhot ve Çitagong bölgelerinde konuşulan lehçeler, standart Bengalce’ye oranla, o kesimlerde oturmayanlar tarafından kolaylıkla kavranamayacak ölçüde farklıdır. Bu iki lehçe ayrıca içlerinde önemli sayıda Arapça ve Farsça kelime bulunması sebebiyle de diğerlerinden ayırt edilir. Benzer bir özellik genel olarak müslüman Bengalliler’in konuşmasında da dikkati çekmekte, hatta Hindular’la müslümanların konuşmalarında su, ekmek ve yumurta gibi ortak nesnelerin dahi ayrı ayrı terimlerle ifade edildikleri görülmektedir.

Bengal alfabesi, hemen hemen bütün Hint yazılarının türediği Sanskrit alfabesinin (Devanâgari) gelişmiş bir şeklidir. Soldan sağa doğru yazılır ve büyük harfler bulunmaz. 

SYED SAJJAD HUSAIN

YAZ YILDA İKİ KEZ OLMAZ

Rusça; Güney Slav grubunu oluşturan Bulgarca, Sırpça, Hırvatça ve Slovence gibi dillerin çözümlenmesinde uygun bir anahtar görevi yapar (Batı Slav grubundan Çek ve Polonya dilleri ise, Latinceden fazlaca etkilenerek özgünlüklerini yitirmişlerdir). Rus dilinin tarihsel yönden incelenmesinin güçlüğü, Volga Irmağı boylarınca konuşulan eski Bulgarcanın din ve edebiyat dili olarak 17. yüzyıla kadar süre gelmesinden kaynaklanır. Kilise Slavcası öğelerinin, çağdaş Rusçanın sesbilgisi ve yapımbiliminde etken olduğu gözlemlenir. Gerçekte kilise Slavcası, Rus Ortodoks Kilisesi’nin dili olagelmiştir. Bu yüzden Kilise Slavcasının tarihi birçok yönlerden Roma katolik Kilisesi’ndeki Latince etkinliğinin akışına benzer.

14. yüzyılda Moskova, Kiev’in yerine kültür merkezi oldu ve güney-kuzey ağızlarının bir bileşimi sayılan Moskova’nın yöresel dili, yazı dilini de etkiledi. 18. yüzyılda büyük bir bilimadamı, filolog ve şair Mikhail Lomonosov, edebiyat dilinin, Kilise Slavcasına kesin bağımlılığını kanıtladı. 18. yüzyılın sonu ve 19. yüzyılın başlarında Niko-lai Karamzin ile Aleksandr Puşkin’in çabalarıyla Rus dilinin gerçek edebi normu gelişti.

Rusça, îvan Turgenev’in deyişiyle, ancak büyük bir ulusun dili olabilir. Yapısı yönünden Latince ve Yunancaya benzer. Rusça ve Kilise Slavcası aynı alfabeyi kullanır. 1708’de Çar Büyük Petro, Rus dili alfabesinin harflerini basitleştirdi. 1917 Devrimi’nden sonra Halk alfabesi daha da basitleştirildi. Önceleri 36 harfli alfabe, 1918′ den sonra 4 harf azaltılarak, 32 harfe indirildi.

Fiil çekimi, adlar, sıfat yönünden Batı dillerine göre oldukça değişkendir ve sıfatlarıyla zengin bir dildir. Eylem anlatımı ufukları da güçlüdür. Öte yandan Tatar dili; silah, giysi, takılarla ilgili sözcükleriyle; Polonya ve Fin dilleri de avam sözcükleriyle dile girmiştir. Ülkeyi Batıya açan Büyük Petro döneminde Almanca ve Hollanda dilinden sözcükler alındı. 18. yüzyıldan sonra da bol miktarda Fransızca ve İngilizce sözcük girdi.

ÖZELLİKLER

Rusça son derece zengin bir dildir ve yapısı gereği düşüncenin en ince nüanslarını ifade etmeye muktedirdir. İvan S. Turgenev, ancak büyük bir halk böyle bir dile sahip olabilir, dedi. Hint-Avrupa ailesinin bir üyesi olarak Rusça, bu ailenin diğer üyeleriyle hemen hemen aynı şekilde gelişmiştir. Çekimli bir dil olarak morfolojik olarak Latince ve Yunancaya benzer.

Alfabe ve Dil Reformu.

Rus veya Kiril alfabesi bir derste öğrenilebilir. Hem Rus hem de Kilise Slavcası aynı alfabeyi kullanır, ancak Büyük Petro’nun 1708’de Rus harflerini Batı’nın daha kolay Latin harflerine daha yakın hale getirerek basitleştirmesi dışında. Böylece “sivil alfabe” ve Kirilitsa adı verilen Kilise Slav alfabesi olarak bilinen güncel bir form var.

Sivil alfabe 1917 Devrimi’nden sonra daha da sadeleştirildi. O zamandan önce, ayrı bir harf olmayan ve yabancılara yönelik dilbilgisi ve metinler dışında bu biçimde nadiren görülen e hariç 36 harf vardı. 1918’de Sovyet hükümeti, eski alfabenin gereksiz dört harfini reddeden “Yeni İmlanın Tanıtımı Hakkında Kararname” yayınladı. Dolayısıyla mevcut alfabe 32 harften oluşmaktadır. Kararname daha da basitleştirmeyi sağladı: kelimelerin sonundaki sert işaret kaldırıldı; bazı öneklerin sessiz ünsüzlerden önce yazılması için açıklayıcı bir farklılaşma getirildi; sıfatların, zamirlerin ve ortaçların tamlama sonlarındaki yararsız varyasyonlar kaldırıldı; her üç cinsiyetin iki yalın ve suçlayıcı çoğul ekine tek biçimlilik verildi; üçüncü çoğul şahıs zamirlerinin eril ve nötr halleri eski dişil formun yerini almıştır; “bir” kelimesinin eril ve nötr formu, eski dişil formun yerini aldı; dişil şahıs zamirinin tamlayan tekil hali, ismin ile aynı hale geldi. Bütün bu değişiklikler tartışmasız bir şekilde sadeleştirme için yapılmış ve bu değişikliklerin bir sonucu olarak Rusça, Avrupa’nın en fonetik dillerinden biri haline gelmiştir.

fonoloji.

Rusça’nın telaffuzu zor değil. Batı Avrupa dilini konuşan bir kişinin önündeki en büyük engel, yumuşak kombinasyonları zorlaştırma eğilimidir. e ve i’den önce ve ya, ye ve yo gibi y ile başlayan sesli harflerden önce, tüm ünsüzler, özellikle dişler, damak tadındadır. Bu, dilin üst kısmı dişlerin arkasına bastırılarak değil, dil yukarıdayken damağa dokunarak seslendirildikleri anlamına gelir. Başka bir zorluk, a, o ve u’dan önceki zor l’dir. Bu, İngilizce’de olduğu gibi, dilin ucu dişlerin kökünde olacak şekilde değil, dilin ucu sadece dişlere değecek şekilde telaffuz edilir. Küçük dil daha sonra titreşir ve bir gırtlak r’ye benzer bir tür gırtlak l üretir. Diğer sesler özel bir zorluk yaratmaz.

Bununla birlikte, Rus olmayanların dili öğrenmesi için gerçek bir engel, Rusça kelimelerdeki vurgudaki çeşitliliktir. Lehçe ve Çekçe gibi diğer Slav dillerinde olduğu gibi vurguyu yerleştirmek için kesin bir kural yoktur. Vurgu, tek bir kelimenin çekimli biçimlerinde her zaman aynı konuma yerleştirilmez. Stresle ilgili birkaç yararlı genellemeden söz edilebilir:

  • (1) Bir sıfatın uzun (nitelikli) biçimlerindeki vurgu, yalın tekildeki vurgudur.
  • (2) Zamirler genellikle durum epdinglerinde vurgulanır.
  • (3) İsimlerin çoğu, yalın tekilde olduğu gibi vurgulanır.

Yanlış vurgulama bazen yanlış anlaşılmaya neden olabilir, özellikle de aynı şekilde yazılan ancak farklı vurgulanan kelime çiftlerinde. Rusça kelimelerde vurgunun doğru bir şekilde ele alınması, ancak bir kişinin dili konuşma konusunda uzun bir deneyime sahip olmasından sonra gelebilir.

Rusça, İngilizce’de olmayan nispeten az sese sahiptir ve her harfin temsil ettiği sesteki farklılıklar genellikle düzenlidir. Ses sisteminin bir özelliği, iki sesli harf grubu olmasıdır: sert ünlüler ve yumuşak veya “jotated” ünlüler. Sert sesli harfin telaffuzu, vurgulu veya vurgusuz olmasına ve vurgulanmamışsa, sözcükteki vurgulu sesli harfe göre konumuna göre değişir. Bir yumuşak sesli harf, ister başlangıçta ister başka bir sesli harfi takip ediyor olsun, karşılık gelen sert sesli harfle aynı ses aralığına sahiptir, ancak her durumda “jot” sesinin önüne geçer. Belirli kurallarla yönetilen bir ünlü mutasyon sistemi ve aynı şekilde kendi kuralları olan düzenli bir ünsüz mutasyon sistemi vardır.

Morfoloji.

Rusça ismin üç cinsiyeti, iki sayısı ve altı durumu vardır (yedinci, vokatif, yalnızca birkaç hayatta kalmadır). Cinsiyetler farklı şekilde reddedilir, ancak çoğul halleri dışında neredeyse aynıdır. Nötr tekil erilden çok az farklıdır, ancak dişil çekim biçimleri tamamen farklıdır. Bükümdeki bir özellik, yumuşak sonları olan kelimelerin baştan sona yumuşak bir şekilde reddedilmesidir. Ve esas olarak tarihsel o ve u çekimlerinin karıştırılmasından dolayı, tamlama ve edat durumlarında birçok varyasyon vardır. Tarihsel zamanlarda Rusça, Slavca Kilisesi’nde hala incelenebilen birçok gramer biçimini kaybetti. Bunlardan biri, isim tamlama tekil olduğunda “iki”, “üç” ve “dört” rakamlarından sonra hala bir anlamda var olan ikilidir.

Rusça’da nitelik, karşılık gelen sıfat veya katılımcıya dönüştürülür. Dolayısıyla Rusça, sıfat biçimleri bakımından Batı dillerinden daha zengindir. Rakamlar tamamen reddedilir ve oldukça zordur. Nominal çekim karmaşık olmasına rağmen, söz dizimsel uygulaması oldukça basittir, çünkü her biri farklı bir işleve sahip çok sayıda durum, dilbilgisi sonları olmayan bir dilde mevcut olan belirli zorlukları ortadan kaldırır.

Fiiller.

Fiil sistemi, basitleştirme ve karmaşıklığın ilginç bir birleşimidir. Slavca Kilisesi’ndeki fiil sisteminin karmaşık yapısından, geniş ve geçmiş zamanların çokluğu ile çok az şey hayatta kaldı. Sadece bir konjuge olmayan geçmiş kaldı. Sıradan gelecek, 1 will ve mastarın bir bileşimidir, ancak büyük bir fiil sınıfında, şimdiki zaman gelecek için görev yapar.

Eski eril yalın tekilden iki çekim, çok sayıda katılımcı form ve ulaç vardır. Oldukça çekimli bir dilde çekim sistemindeki bu göreli basitliği telafi etmek için, bu birkaç fiil biçiminin, İngilizce’de ifade edilen anlam tonlarının çoğunu, gergin yapı aracılığıyla veçheler aracılığıyla ifade edebildiği tuhaf bir mekanizma vardır.

Rusça fiilin beş kipi, kusurlu ve tamlayıcı yönler olarak adlandırılan iki gruba ayrılır. Kusurlu yönün üç zamanı vardır: geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek. Mükemmeliyetçi yönün yalnızca bir geçmişi ve bir geleceği vardır. Her fiilin iki mastar hali vardır, bunlardan birinden kusurlu yön, diğerinden de tamlama hali türetilmiştir. İki mastar yakından ilişkilidir. Biri diğerinden bir önek eklenmesiyle, bir mastarın bir hece eklenmesiyle genişletilmesiyle veya mastar sonundan önce gelen bir ünlünün değiştirilmesiyle oluşturulabilir. Birkaç fiil için iki mastar farklı köklerden gelir. Kusurlu zamanlar, yinelemeli ve kalıcı eylemleri gösterir. Perfective zamanlar, anlık eylemleri veya tek ve eksiksiz eylemleri belirtir. Tamamlayıcı yön, bazen eylemin kısa bir süre için icra edilmesini veya kendisi anlık bir eylem olan eylemin başlangıcını da gösterir. Anlamda güzel bir ayrım yapmak için böyle bir araçla, Rusça’nın diğer birçok dilin kapasitesinin ötesinde düşünce tonlarını ayırt etme yeteneğine sahip olduğu kolayca görülebilir. Fiillerin çeşitli yönlerinden elde edilen ince ayrımlardan tam olarak yararlanmak için elbette uzun eğitim gereklidir.

Rusça normalde edilgen sesi kullanmaz ve dilek kipinin çekimsiz bir geçmiş zamanla ve bir parçacık eklenmesiyle ifade edilmesinin çok basit bir yolu vardır. Değişmeyen dönüşlü sonun eklenmesi dışında, fiillerin geri kalanından farklı olmayan bir dönüşlü de kullanılır.

Rusça Dilinin Özellikleri Nelerdir?

Hint-Avrupa Dil Ailesi / Avrupa Dilleri /  Slav Dilleri grubuna giren Rusça; dâhil olduğu gurubu, Doğu Slav Grubundan Belarusça ve Ukraynaca ile Batı Slav Grubundan ise Bulgarca, Sırpça, Slovakça, Hırvatça, Lehçe ve Çekçe ile paylaşır. Birleşmiş Milletlerin resmi dil olarak kabul ettiği 6 dilden (Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça, İspanyolca, Arapça) birisidir. Ayrıca Rusya’nın Birleşmiş Milletlerin 5 daimi üyesinden (ABD, Rusya, Çin, Birleşik Krallık ve Fransa) birisi olması nedeniyle, Rusça dünya genelinde yaygın ve etkin bir dil olmuş, dünya üzerinde en çok konuşulan 10 dil arasında yerini almıştır.


Rusçanın en önemli özelliklerinden birisi; kelime vurgusunun belirli bir yeri ve genel geçer bir kuralının olmamasıdır. Bu nedenle kelimeler öğrenilirken telafuzun yanında vurgusu da öğrenilir. 

Rusçada Bulgar eğitimci Kiril ve Metodius Kardeşler tarafından, eski bir Doğu Slav lehçesi olan Novgorod lehçesinden etkilenerek oluşturulan “Kiril Alfabesi” kullanılır. Toplam 33 harf vardır. İbranice, Çince ya da Arapça gibi tamamen farklı harfleri değil aynı zamanda Latin harfleri de içerdiği için öğrenilmesi kolaydır. Amerika Birleşik Devletleri Savunma Dil Enstitüsü Yabancı Dil Merkezi (Defence Language Institute Foreign Language Center – DLIFLC) tarafından yapılan hesaplama neticesinde; iyi seviyede İngilizce konuşabilen bir kişinin, 720 saatlik eğitim sonunda günlük yaşantısını rahatlıkla sürdürebilecek derecede Rusçayı öğrenilebileceği öne sürülmüştür.

Rusça Dilinin Bilinmeyen Yönleri Nelerdir?

Rusça okuma yönünden kolay, ancak dilbilgisinin karmaşıklığı nedeniyle öğrenmesi çok zor olan bir dildir.

Kişi sayısı şimdiki ve gelecek zaman kipleri için 6, geçmiş zaman kipi için 4’tür.

Rusça,  telaffuz yönünden kolay bir dildir.

Rusçada ismin halleri yalın hal, -in hali, -e hali, -i hali ile hali, de hali olmak üzere 6 tanedir.

En önemli özellikleri çekim ve sapmaların olmasıdır.

Rusçada sadece tekil veya çoğul biçimler değil 12 ayrı biçim bulunur.

İngilizcede olduğu gibi eril, dişil ve nötr olmak üzere 3 cinsiyet vardır.

Cümle içerisindeki kelime sıraları belli bir kurala bağlı değildir, esnektir.

Rusçada kullanılan fiiller, eylemin tamamlanıp tamamlanmadığını gösteren mükemmel ya da kusurlu / eksik durumuna göre kullanılırlar.

Kuralı olmayan, ancak ezberleyerek kullanılabilecek binlerce karakteri içerir.

Kelimelerdeki vurgunun önemi nedeniyle Rusça, bir ifade aracından ziyade duyguları aktarma şekli olarak görülür.

Rusça, uzay bilimi alanında İngilizceyle birlikte ana dil olarak kabul edilir.

Rusça Çeviri Yaparken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Rusça kelimeler çok fazla çeşitliliğe sahiptir. Ön ekler, son ekler ve isim sonları (isim halleri) cümlenin anlamını değiştirebildiğinden doğru çeviri yapabilmek için kullanılacak kelimenin cümlenin ve metnin tamamı ile uyumlu olduğuna dikkat edilmeli, kelimelere bir bütün olarak bakılmalıdır. Birçok dilde kelimelerin cümle içerisindeki dizilimi, belli kurallara bağlıdır. Ancak Rusçada bu dizilim esnektir. Bu nedenle doğru çeviri yapabilmek için cümlenin, metnin tamamı ile uyumlu olduğuna dikkat edilmelidir. Sözlü çevirilerde ise vurgu, cümlenin anlamı için en önemli göstergedir.

Rusça Türkçe Çeviri yaparken, sözlükte yer alan kelime biçiminin, olası birçok formdan birisi olduğu unutulmamalı ve metnin içeriğine uygun olarak değişeceğini göz ardı edilmemelidir. Kelimelerin cümle içerisindeki dizilimi belli kurallara bağlı olmadığından, çeviri yaparken cümleleri parçalara ayırmak ve parçaları ayrı ayrı çevirmek çok yanlış bir çeviri yapmaya sebep olacağından cümle bir bütün olarak çevrilmelidir.

Rusçada noktalama işaretleri farklı görevler için kullanılabildiğinden, çeviri yaparken noktalama işaretlerine çok dikkat edilmelidir. Rusça cümle yapısının düzensiz olması nedeniyle makine tercümesi diğer dillerde başarılı olduğu kadar Rusçada başarılı değildir. Tam bir kontrol gerektirdiği ve çok fazla zaman kaybına neden olacağından, makine çevirisinden uzak durmak gerekmektedir.

Yakamoz Tercüme

ARALIK

Yapay zekâ, dil öğrenme sürecinde oldukça etkili bir araçtır fakat burada asıl özne sizsiniz. Dil öğrenmek, azim ve gayret gerektirir. Yedi dil bilen Fatih Sultan Mehmed Han, bize azim ve gayretin dil öğrenmede ne kadar önemli olduğunu hatırlatır.

Gelişen teknoloji ile birlikte hayatımızda bazı şeyler de değişiyor. Günümüzde çok fazla zaman ve çaba gerektiren meşakkatli işler, bazı teknolojik gelişmeler sayesinde kolayca halledilir hale geldi. Bu gelişmelerden biri olan yapay zekâ, hayatımıza farklı bir bakış açısı katıyor. Sosyal yeteneklerimizin gelişmesine dahi katkı sağlamayı vadeden yapay zekâ; dil öğrenmede de hayli tercih edilen bir sisteme dönüşmüş durumda. Farklı bir çok dil öğrenme uygulamasına entegre şekilde çalışan yapay zekâ teknolojisi, dil öğrenmeyi bir problem olmaktan çıkaracağa benziyor.

Süreç nasıl işliyor?

Yapay zekâ destekli dil öğrenme uygulamaları, öğrencilerin kelime bilgisi, gramer becerileri, okuma, anlama ve konuşma becerileri gibi dil öğrenme sürecine yardımcı olmak için kullanılır. Başlangıçta öğrencinin dil seviyesini test ederek yerleştirme sınavı yapılır ve öğrenci, kendi seviyesine uygun bir gruba dahil edilir. Daha sonra öğrencinin gelişimi, yapay zekâ tarafından takip edilerek kişiselleştirilmiş öğrenme planları uygulanır ve öğrenci bir sonraki seviyeye ilerler. Seviye ilerlemesine karar verme mekanizması yine yapay zekâdır. Örneğin, A2 seviyesindeki bir öğrenci, kendi öğrenme stiline uygun şekilde önüne sunulan etkinliklerin hepsini tamamladıktan sonra bir sonraki seviyeye geçiş için sınava tabi tutulur. Bu sınav, sürecin başında yapılan yerleştirme sınavı gibidir. Öğrencinin bir sonraki seviye olan B1 için hazır olup olmadığı, bu sınav neticesinde belli olur. Bu süreçte öğrenciler, günün her saati canlı destek sayesinde anında geri bildirimler alabilir. Öğrencinin gelmek istediği seviyeye kadar devam eden eğitimler sonunda, öğrenci dilerse seviyesini gösteren bir sertifika alabilir.

Yapay zekâ destekli uygulamalar neden tercih ediliyor?

1. Daha etkili öğrenme: Bu uygulamalar, öğrencilerin öğrenme hızını artırır, öğrenme materyallerini daha iyi anlamalarını sağlar ve öğrendiklerini daha uzun süre hatırlamalarına yardımcı olur.
2. Kişiselleştirilmiş öğrenme: Öğrencilerin öğrenme stiline, hızına ve tercihlerine göre öğrenme materyallerini kişiselleştirir. Böylece öğrenme süreci daha etkili hale gelir ve öğrenme hızı artar.
3. Geri bildirim: Öğrencilere anında geri bildirim sağlar. Bu sayede öğrenciler, hatalarını görür ve düzeltir. Yapay zekâ teknolojileri, konuşma, tanıma ve sentezleme sistemleri geliştirerek öğrencilerin konuşma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bu sistemler, öğrencilerin konuşmalarını dinleyebilir, hataları belirleyebilir ve doğru şekilde telaffuz etmeleri için geri bildirim sağlayabilir.
4. Verimlilik: Öğrencilerin öğrenme sürecini daha verimli hale getirir. Bu uygulamalar, öğrenme materyallerini daha hızlı ve etkili şekilde sunar ve öğrencilerin öğrenme sürecini daha kısa sürede tamamlamalarına yardımcı olur.
5. Kolay erişim: Öğrencilerin öğrenme materyallerine kolayca erişebilmelerine imkan sağlar. Bu uygulamalara öğrenciler internet üzerinden bilgisayar, tablet veya telefonla her zaman; öğrenme materyallerine erişim sağlayabilir.
6. Ücret: Yapay zekâ destekli dil öğrenme uygulamaları genellikle ücretlidir. Fakat özel ders almak veya dershaneye gitmek ile kıyaslandığında hem zaman hem de fiyat açısından daha uygundur. “Duolingo” gibi kısmen ücretsiz uygulamalar mevcut olsa da; uygulamanın bazı özellikleri kısıtlıdır. Canlı öğretmen desteği ve daha zengin içerik için abonelik ve ücret gerekebilir.

Yapay zekâ destekli bazı dil öğrenme uygulamaları:

1. Duolingo: Dünya genelinde en popüler yapay zekâ destekli dil öğrenme uygulamalarından biridir. Uygulama, öğrencilere kelime dağarcığını artırma, gramer kurallarını öğrenme ve dinleme, okuma, konuşma ve yazma becerilerini geliştirme imkanı sağlar. Seviye ilerlemelerine göre öğrencilere çok fazla sayıda rozetler veren bu uygulama sayesinde öğrencilerin motivasyonu artar. Verilen rozetler o kadar fazladır ki hepsini toplayıp zirveye ulaşmak için yıllar harcamanız gerekebilir. Ayrıca kullanıcıların yorum yapmasına imkan sağlayan çevrimiçi bir bölüm vardır ki bu sayede aynı dili öğrenenler, oradan etkileşime geçebilirler. 30’dan fazla dil seçeneği sunmaktadır.
2. Babbel: Farklı dillerde öğrenim görmek isteyen öğrencilere özel olarak tasarlanmış bir uygulamadır. Uygulama, öğrencilere kelime dağarcığını artırma, gramer kurallarını öğrenme ve konuşma becerilerini geliştirme imkanı sağlar.
3. Rosetta Stone: Öğrencilere farklı dillerde öğrenme imkanı sunan bir uygulamadır. Uygulama, öğrencilerin kelime dağarcığını artırmasına, gramer kurallarını öğrenmesine ve konuşma becerilerini geliştirmesine yardımcı olur.
4. Busuu: Farklı dillerde öğrenme imkanı sunan bir uygulamadır. Uygulama, öğrencilerin kelime dağarcığını artırmasına, gramer kurallarını öğrenmesine ve konuşma becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Ayrıca öğrenciler, diğer kullanıcılarla etkileşim kurarak, yeni diller öğrenme sürecini daha keyifli hale getirebilir.
5. Memrise: Farklı dillerde öğrenme imkanı sunan bir uygulamadır. Uygulama, öğrencilerin kelime dağarcığını artırmasına, gramer kurallarını öğrenmesine ve konuşma becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Ayrıca öğrenciler, diğer kullanıcılarla etkileşim kurarak yeni diller öğrenme sürecini daha keyifli hale getirebilir.
Yapay zekâ destekli dil öğrenme uygulamaların gelecekte daha yaygın olacağı aşikar. Bu teknolojiyi, artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik uygulamasıyla da birleştirerek daha da etkili hale getireceğini vadedenler var. Mesela bu sayede İngilizce öğreniyorsanız, Londra’da Big Ben saat kulesinin yanında diyalog kurabilirsiniz. Evet, yapay zekâ, dil öğrenme sürecinde oldukça etkili bir araçtır, fakat burada asıl özne sizsiniz. Dil öğrenmek, azim ve gayret gerektirir. Yedi dil bilen Fatih Sultan Mehmed Han, bize azim ve gayretin dil öğrenmede ne kadar önemli olduğunu hatırlatır.

Yapay zekâ tabanlı çeviri teknolojileri

Çeviri araçları (Google/Yandex çeviri vb.) son yıllarda büyük gelişme gösteriyor. Yapay zekâ tabanlı çeviriler, dilbilimsel özellikler analiz edilerek ve devasa veri kümeleri kullanılarak yapılır. Buna rağmen, bu çevirilerin verimliliği, metnin özelliklerine, kaynak ve hedef dillerin birbirine benzerliğine, çeviri yapılacak metnin karmaşalığına bağlıdır.

Mesela, (İngilizce – İspanyolca) gibi birbirine oldukça benzer iki dil arasında yapılan çevirilerde, yapay zekâ oldukça verimli çeviriler yapabilir. Ancak, aynı yapay zekâ ile dilbilimsel özellikleri farklı olan (İngilizce – Çince) arasında yapılan çevirilerin kalitesi düşebilir.

Yapay zekâ tabanlı çeviriler, günümüzde pek çok şirket tarafından kullanılıyor olsa da bir tercüman tarafından gözden geçirilmediği müddetçe mükemmel olamaz. Bu nedenle makale tercümesi gibi ağır ve zorlu işler için yapay zekâya güvenmek doğru olmaz. Dil farklılıkları, kültürel farklılıklar, insan faktörü, atasözü ve deyim gibi etkenlerden dolayı makale çevirisini tek başına yapay zekâ yapamaz.

Yapay zekâ tabanlı çevirilerde telif hakkı, çevrilen kaynak metnin telif hakkı ile ilgili olarak belirlenir. Yapay zekâ tabanlı çeviriler, kaynak metnin orijinal yazarının izni olmadan kullanılamaz. Bu sebeple, yapay zekâ tabanlı çevirilerin yasal olması için çevrilecek kaynak metnin telif hakkı sahibinden izin alınmalıdır.

Sonuç olarak, yapay zekâ tabanlı çeviri teknolojileri, dil çevirisi alanında muazzam bir potansiyele sahip olsa da geliştirilmeye açık ve tamamen çevirmenlik yapan kişilerin yerini şimdilik alamaz. İnsan çevirmenlerinin gözetimi ve kontrolü altında kullanıldıklarında ise, yapay zekâ tabanlı çeviri teknolojileri, hızlı ve doğru çeviriler yapmanın en etkili yollarından biridir.

Ömer Demir / Dil Öğreniminde Yapay Zekâ

Amerika’da resmi bir dil yok; ama İngilizce her zaman egemen oldu. Göçmenlerden oluşan çok kültürlü ülkede federal düzeyde bir resmi dil uygulaması ihtiyacı görülmedi. Esas olarak eski bir Britanya kolonisinden meydana gelen ülkede en fazla konuşulan dilin İngilizce olması normal.

İngilizce ABD’deki en yaygın dildir. Amerikan Hükûmeti’nin federal düzeyde resmî dili olmamasına karşın hükûmetin de facto dili İngilizcedir.

Amerikan Nüfus İdaresi’nin yayınladığı son verilere göre, Amerika’da yaşayanlar İngilizce’nin dışında evlerinde Türkçe dahil, 350’ye yakın farklı dil konuşuyor. Bu sayı son yapılan araştırma sonuçlarından 39 dil daha fazla.

Amerikan İngilizcesi, İngilizcenin Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılan şekline, İngiliz İngilizcesi ise İngiltere’de kullanılan şekline denilmektedir.

Sessizlik en güçlü çığlıktır.

Dalgasız deniz asla usta bir denizci yetiştiremez

İngilizce Dilinin Tarihi

İngilizcenin kökenlerinin ve gelişiminin kısa bir tarihi

İngilizce dilinin tarihi aslen MS. 5. yüzyıl boyunca Britanya’yı istila eden üç Cermen kavminin adaya ayak basması ile başlamıştır. Anglo, Saksonlar ve Jütler isimli bu kavimler bugünkü Danimarka’dan ve Almanya’nın kuzeyinden çıkıp Kuzey Denizini geçerek adaya varmışlardır. O zamanlarda Britanya’nın yerleşimcileri Kelt dilini konuşuyorlardı. Fakat Keltçe konuşanların çoğu işgalciler tarafından başta bugünkü Galler, İskoçya ve İrlanda olmak üzere adanın batısına ve kuzeyine doğru itildiler. Anglolar Englaland’dan gelmişlerdir ve dillerine “Englisc” denilmekteydi. Bu kelimelerden de bugünkü “İngiltere” ve “İngilizce” kelimeleri türetilmiştir.

Cermen istilacılar 5. yüzyılda doğu ve güney kıyılarından Britanya’ya girdiler

Eski İngilizce (MS. 450-1100)

İstilacı Cermen kavimleri Britanya’da günümüzde Eski İngilizce dediğimiz bir dile evrilen benzer dilleri konuşmaktaydılar. Eski İngilizce ne ses ne de tarz olarak bugünkü İngilizceye benzemekteydi. Ana dili İngilizce olanlar Eski İngilizceyi anlamada çok büyük zorluk çekmektedirler. Yine de, Modern İngilizcede en yaygın olarak kullanılan kelimelerin yaklaşık yarısı Eski İngilizce kökenlidir. Örneğin, be, strong ve water Eski İngilizceden türetilmiştir. Eski İngilizce 1100 yıllarına kadar konuşula gelmiştir.

Eski İngilizcede yazılan bir şiir olan Beowulf’tan bir parça

Orta İngilizce (1100-1500)

1066 yılında Normandiya (modern Fransa’nın bir parçası) Dükü olan Fatih William İngiltere’yi fethedip işgal etmiştir. Normanlar adı verilen bu galip topluluk Kraliyet Mahkemesinin ve hakim olan ve ticaret yapan sınıflarının dili haline gelen bir tür Fransızcayı da beraberlerinde getirmişlerdir. Bu süreçte belli bir dönem boyunca alt sınıflar İngilizce konuşurken üst sınıflarda Fransızcanın konuşulduğu bir tür dil sınıfı ayrımı yaşanmıştır. 14. yüzyıla gelindiğinde ise İngilizce birçok Fransızca kelimenin içine eklenmesiyle birlikte İngiltere’de dominant dil konumuna yükselmiştir. Bu dile Orta İngilizce adı verilmektedir. Bu dil büyük şair Chaucer’in dilidir (1340-1400). Fakat yine de günümüzde ana dili İngilizce olanların anlamakta güçlük çektiği bir yapıdadır.

Erken Modern İngilizce (1500-1800)

Orta İngilizcenin sonuna doğru telaffuzda ani ve farklı bir değişimle birlikte sesliler çok daha kısa bir şekilde telaffuz edilmeye başlandı. 16. Yüzyıldan itibaren ise Britanyalılar dünyanın farklı yerlerinden birçok halkla iletişim içine geçtiler.

Bu ve Rönesans’ın klasik öğrenimi birçok yeni kelimenin ve deyimin dile girmesine sebep oldu. Matbaanın icadı basılı olarak ortak bir dilin de ortaya çıkması anlamına geliyordu. Kitaplar daha ucuzlaştı ve daha fazla insan okumayı öğrendi. Matbaa ayrıca İngilizceye standardizasyonu da beraberinde getirmiştir. Heceleme ve gramer sabitlendi ve birçok yayım evinin yer aldığı Londra diyalektiği standartlaştı. 1604’te ilk İngilizce sözlük basılmıştır.

Geç Modern İngilizce (1800-Günümüz)

Erken Modern İngilizce ile Geç Modern İngilizce arasındaki temel fark kelime bilgisidir. Geç Modern İngilizce iki ana faktörden kaynaklanan birçok yeni kelimeye sahiptir: ilk olarak, Endüstri Devrimi ve teknoloji birçok yeni kelimenin bulunmasına yönelik bir ihtiyaç ortaya çıkarmıştır. İkinci olarak, en yüksek zamanında İngiliz İmparatorluğu yeryüzünün dörtte birini kaplamıştır ve bu da İngilizce dilinin birçok ülkeden yabancı kelimeleri içine alması sonucunu doğurmuştur.

İngilizcenin Türleri

1600’lü yıllardan itibaren Kuzey Amerika’daki İngiliz kolonileri İngilizcenin ayırıcı bir şekilde farklı olan Amerikan türünün ortaya çıkması sonucunu yaratmıştır. Bazı İngilizce telaffuzlar ve kelimeler Amerika’ya ulaştıklarında değişmeden kalmışlardır. Bazı yönlerden, Amerikan İngilizcesi İngiliz İngilizcesine göre Shakespeare’in İngilizcesini çok daha fazla anımsatmaktadır. Britanyalıların “Amerikan Deyimleri” olarak adlandırdığı bazı ifadeler aslında zamanla Britanya’da kaybolurken kolonilerde korunmuş olan orijinal İngilizce ifadelerdir (Örneğin rubbish-trash; lend yerine loan ve autumn-fall, başka bir örnek ise Hollywood gangster filmleri ile İngiltere’ye yeniden ithal edilen frame-up kelimesidir). İspanyolca da Amerikan İngilizcesine etki etmiştir (Sonrasında İngiliz İngilizcesine). Canyon, ranch, stampede ve vigilante Amerika’nın batısına yerleşim sürecinde İngilizceye giren İspanyolca kelimelerin örnekleridir. Fransızca kelimeler (Louisiana ile) ve Batı Afrika kelimeleri (köle ticareti aracılığıyla) de Amerikan İngilizcesini etkilemişlerdir (ve dolaylı olarak İngiliz İngilizcesine etki etmişlerdir).

Günümüzde, Amerikan İngilizcesi Birleşik Devletlerin sinemada, televizyonda, popüler müzikte, ticarette ve (internet dahil olmak üzere) teknolojide olan hakimiyeti nedeniyle son derece etkindir. Fakat dünyada başka birçok İngilizce türü de mevcuttur. Örnek vermek gerekirse bu türlerin içinde Avustralya İngilizcesi, Yeni Zelanda İngilizcesi, Kanada İngilizcesi, Güney Afrika İngilizcesi, Hindistan İngilizcesi ve Karayip İngilizcesi bulunur.

İngilizce Cermen dil ailesinin bir üyesidir. Cermence ise Hint-Avrupa dil ailesinin bir dalıdır.

İngilizcenin kısa bir kronolojisi
MÖ 55Jül Sezar tarafından Britanya adasının istilası
MS 43Roma istilası ve işgali. Britanya adasında Roma egemenliğinin başlangıcı.Yerel
436Roma’nın Britanya adasından tamamen çekilmesi.sakinlerin
449Cermen istilacılarının Britanya adasına yerleşmesi başlar.Keltçe konuştuğu dönem
450 – 480Bilinin en eski Eski İngilizce yazıları.Eski İngilizce
1066Normandiya Dükü Fatih William’ın İngiltere’yi fethi ve işgali.
1150 civarıGünümüze kalan Orta İngilizcedeki en eski el yazıları.Orta
1348İngilizce birçok okulda eğitim dili olarak Latincenin yerini alır.İngilizce
1362İngilizce hukuk dili olarak Fransızcanın yerini alır. İngilizce Parlamentoda ilk defa kullanılır.
1388 civarıChaucer Canterbury Hikayeleri isimli eserini yazmaya başlar.
1400 civarıBüyük Sesli Değişimi başlar.
1476William Caxton ilk İngilizce matbaayı kurar.Erken
1564Shakespeare doğar.Modern
1604İlk İngilizce Sözlük Table Alphabeticall basılır.İngilizce
1607Yeni Dünyadaki ilk kalıcı yerleşim yeri kurulur (Jamestown).
1616Shakespeare ölür.
1623Shakespeare’in Birinci Folyosu basılır.
1702İngilizce dilindeki ilk günlük gazete olan The Daily Courant Londra’da basılır.
1755Samuel Johnson İngilizce sözlüğünü yayımlar.
1776Thomas Jefferson Amerikan Bağımsızlık Bildirgesini yazar.
1782Britanya sonradan ABD olacak olan kolonilerini terk eder.
1828Webster Amerikan İngilizcesi sözlüğünü yayımlar.Geç
1922British Broadcasting Corporation (BBC) kurulur.Modern
1928Oxford İngilizce Sözlüğü basılır.İngilizce

Bu makale englishclub.com sitesinden çevrilmiştir.

İNGİLİZCE BANKASI

İngilizce dili hakkında ilgi çekici 15 gerçek

İngilizce derslerinizde hiç şüphesiz ilgi çekici şeyler öğreniyorsunuzdur. Fakat eminim aşağıda sıraladığımız ilginç bilgilerin çoğunu daha önce hiç duymamışsınızdır.

1. ‘E’ İngilizcede en yaygın olarak kullanılan harftir. Aslında, İngilizcede yazılan tüm harflerin sekiz tanesinden en az biri ‘e’ harfini içermektedir.

2. Alfabedeki diğer harflerle başlayanlardan daha fazla kelime ‘S’ harfiyle başlamaktadır.

3. ‘I am’ İngilizce dilinde tam olan en kısa cümledir.

4. Herhangi bir harfi tekrarlamadan söylenen en uzun İngilizce kelime ‘uncopyrightable’dır.

5. Aşağıdaki cümle ”ee” sesinin yedi farklı imlasını içermektedir: ‘He believed Caesar could see people seizing the seas’.

6. Sizce şu cümleyi farklı yapan özellik nedir? ‘The quick brown fox jumps over the lazy dog’. ‘Pangram’ adı verilen bu tipteki cümlelerde İngilizce dilindeki tüm harfler kullanılmaktadır.

7. İngilizcedeki en uzun kelime 45 harfe sahiptir:  ‘pneumonoultramicroscopicsilicovolcanoconiosis’ Bu kelime kül ve kum tozunun solunmasıyla oluşan bir akciğer hastalığı anlamına gelir.

8. İngilizcede month, orange, silver veya purple kelimeleriyle kafiye oluşturan bir kelime yoktur.

9. ‘Queueing’ beş seslinin arka arkaya bulunduğu tek kelimedir (beş sesli tek sırada). Adam asmaca oynarken kullanılabilecek mükemmel bir kelime, değil mi?

10. İngilizcede ‘ough’ sesini telaffuz etmenin dokuz yolu vardır. Şu cümle bu dokuz yolun tamamını içermektedir: ‘A rough-coated, dough-faced, thoughtful ploughman strode through the streets of Scarborough; after falling into a slough, he coughed and hiccoughed.’ Bu kelimelerin telaffuzunu dinlemek için İngilizce Bankası Sözlüğünde kelimelere bakabilirsiniz:

11. Basım hatasından dolayı İngilizce sözlüğünde 1932’den 1940 yılına kadar anlamı olmayan bir kelime vardı. Bu kelime ‘Dord’ du ve hayalet kelime olarak bilinmekteydi.

12. ‘Pronunciation’ kelimesi İngilizcede en çok yanlış telaffuz edilen kelimedir!

13. İngilizce gökyüzünün resmi dilidir! Hangi ülkeden olurlarsa olsunlar tüm pilotlar uluslararası uçuşlarda İngilizce konuşurlar.

14. İngilizcede dili dolandıran en zor ifade ‘sixth sick sheik’s sixth sheep’s sick’ tir. Arkadaşlarınız arasında bu ifadeyi denemeye ne dersiniz? Bakalım, yanlış yapmadan söyleyebilen çıkacak mı?

15.  Yaklaşık olarak bir kelime her iki saatte bir İngilizce diline eklenmektedir. Her yıl ise bu sayı 4.000 yeni kelimedir.

Sizin için son bir ilgi çekici gerçek daha:

Hiç İngilizce bilgisayar klavyesinin neden alfabetik sırada oluşturulmadığını merak ettiniz mi? Bunun nedeni ilk daktiloculardan kaynaklanmaktadır. Daktilolarda yazarken kağıda vuruş yapan harfin diğer harflere çok fazla çarpmaması ve sıkışmaması için belli bir sırada olması gerekiyordu. Bunun için harflerin ayrılması gerekmiştir. Bu çerçevede en çok kullanılan harfler yan yana kullanılmamışlardır ve bu günkü İngilizce klavye doğmuştur.

Arapça Sâmî diller ailesindendir. Bu dil ailesinin de eski Mısır dilini de içine alan bir Hâmî- Sâmî köke bağlı olduğu düşünülmektedir. Arap dili, Sami dil ailesinin batı kolu güney bölümünün kuzey grubuna mensup olup doğu koluna mensup diğer Sami dillerinden (Akadca- Asur – Babil) ayrıldığı bazı özellikleri vardır.

Arapçanın zor bir dil olmasının birkaç sebebi vardır. Bunlardan ilki, birçok harfin kelimenin içine yerleştirildikleri yere bağlı olarak 4 farklı biçimde yazılıyor olmasıdır. İkinci olarak, sesli harfler yazılı kelimelere dahil değildir. Bu nedenle anadili Arapça olmayan birinin terimleri anlaması zorlaşabilir.

Arapça; zengin kelime haznesi, sıra dışı üslubu ve zarif görünümü ile benzersiz bir yere sahiptir. Arapçada, eski tarihlere dayanan klasik dil ile halk dili arasındaki farklılık, sömürgecilik döneminden sonra daha da büyümüştür. Bugün, birbirinden çok farklı olan edebî Arap dili ile halk dilinin Arap ülkelerindeki paralel kullanımı, sosyolinguistikte, iki dil anlamını taşıyan diglossia terimiyle karşılanmaktadır.

Arapça Dilinin Özellikleri

Arapça, İbranice Fenike eski diller(e) ait bir kökene sahiptir.  26 ülke tarafından resmi dil olarak benimsenir.

Arap Birliği’ni oluşturan 22 ülkenin de resmi dilidir. Dünyada 300 milyondan fazla Arapça konuşan kişi vardır, ancak bu kişiler ağırlıklı olarak Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya uzanan bölgede yaşarlar.

Aynı zamanda Birleşmiş Milletlerin altı resmi dilinden biridir. Günümüzde Modern Arapça konuşulan lehçelerinden farklı ve daha muhafazakâr bir özellik arz eder. Arap lehçeleri birbirinden farklı özelliklere sahiptir ve konuşulan Arapça lehçeleri, farklı sosyal ve kültürel bağlamlar için kullanılır.

Arapça, tercüme  edilmesi zor ve karmaşık yazılı ve sözlü bir dildir. Sağdan sola yazılır ve alfabesi 28 harf içermektedir. Birçok Arapça çeviri için bir standart yakalamak oldukça zordur.

Tercüme Arapça çoğu durumda, aynı kaynak metin için üç veya daha fazla farklı çevirisini bulabilirsiniz; prensip olarak hepsi doğru kabul edilir. Arapça Türkçe çeviri konusunda müşteriyi tatmin etmek zordur. Arapça, modern işletme ve teknolojiyle uğraşmak için gerekli olan birçok geliştirme ve iyileştirme özelliğinden yoksundur. Bu anlamda teknolojik olarak az gelişmiş bir dil olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda teknolojinin, Arap kültürü üzerinde dünyanın diğer birçok yerinde olduğu kadar önemli bir etki yarattığını söylemek güçtür. Bu nedenle Arapça, teknolojik olarak daha gelişmiş dillerle eşit bir şekilde başa çıkmak için gereken birçok dil gelişiminden yoksundur.

Sonuç olarak, İngilizce Türkçe çeviri gibi bir dilden, teknik konularla ilgilenmek için çok fazla kelime dağarcığıyla, Arapçaya yerelleştirmek, içeriğin yalnızca çeviri ve kültürel olarak uyarlanmasını değil, aynı zamanda teknolojik olarak gelişmiş ve az gelişmiş diller arasındaki dilsel engellerin de üstesinden gelmeyi gerektirir.

Arapça Çeviri Yaparken Dikkat Edilecek Hususlar

Terminolojik terimleri Arapça Türkçe çeviri olarak ifade etmek kolay olmamakla birlikte, özel Arapça terimler oluşturmak ve bu terimleri gerçek anlamlarını açıklayan bir sözlük yapmak mümkündür.

Ancak, anlaşılması zor terimlerin mevcut yanlış çevrilenleri Arapça literatüründe vardır ve bunlar yanlış anlaşılmalara neden olur. Bu terimlerle ilgili olarak yaygın olarak kullanılsalar bile, onları kullanırken dikkatli olma ve tercüme Arapçadan Türkçeye mesajınızı doğru iletememe ihtimalinin olduğu bilinmelidir. Tartışmasız Arapça, dünyadaki en zor dillerden biridir. Yani bu dilde çevirinin zorluğu arkasındaki ana neden, Arapça dilinin modern işletme ve teknoloji ile başa çıkmak için hayati olan gelişmeleri ve iyileştirmeleri emmemesidir.

Teknolojik olarak gelişmiş dilde kolayca yeni terimler bulabilirsiniz. Teknolojik eksikliğin yanı sıra, tercüme Arapça Türkçe, kültürün Arap kültürünün pek çok parçası üzerindeki etkisini yapamadığı için kültürel olarak da geriye dönüktür.

Arapça çeviri yapanların İngilizce gibi teknolojik açıdan zengin bir dil konusunda fikirleri varsa teknolojik olarak zengin olmayan dillerin nasıl engeller çıkardığının farkındadırlar.

Eğer teknoloji bir terminolojisi çok olan bir metni çevirmeye çalışıyorsanız Arapça tercüme dil bilgisini denetleyebilecek herhangi bir kaynağın olmadığı olsa bile etkin bir şekilde çalışmayacağı, tercüme anlamı çoğu zaman aktarılması amaçlanan mesajı iletemedikleri ve aynı nedenle broşürlerinin İngilizce dilini broşürlerinden daha az kullanıldıkları gerçeğidir.

Arapça Türkçe tercüme gerçekten yüksek seviye bir profesyonellik gerektirmektedir. Arapça temel bir kökten sözcükler inşa etmek gibi karmaşık ve sıra dışı bir yönteme sahiptir. Örnek ‘k-t-b’ gibi üç harften oluşan bir kök ile ‘yazma’ anlamını taşıyan kelimelerin temeli oluşmaktadır Yani bu kökten türetilmiştir. Kök sisteminin kullanılması, özellikle şiirsel metinlerin doğrudan çevirisini çoğu zaman imkansızlaştırır.

Bir kelimenin kökü, çevrilmesi birkaç cümle alabilecek bir anlam içerebilir. Bununla birlikte birçok dil tarafından eşleşmeyen hem anlam hem de duygu derinliğine sahip ifadeler dikkat çekicidir. Arapçaya güzel anlamlar katar.

YAKAMOZ

Ya birlikte kardeş gibi yaşamayı öğreneceğiz ya da aptallar gibi hep beraber yok olacağız.

En iyi öğretmeninson yaptığın hatandır.

Resmi dili İspanyolca olan ülkeler?

İspanyolca konuşulan dillerde İspanya ve Ekvador Ginesi hariç resmi dili İspanyolca olan tüm ülkeler Amerika kıtasında yer alır. Dünya ülkeleri bu dili kullanmada en etkili faktör tarihten beri önemli ticaret yolları ve medeniyetlere coğrafyalara hakimliği dilin yayılmasına ve bu dilin kıtalar arasında bile var oluşuna zemin hazırlamıştır.

 İspanyolca dilini resmi dil olarak kabul eden ülkeler, Dünyanın pek çok bölgesinde bulunmaktadır. Hispanik ülkeler olarak kabul edilen İspanyolcayı resmi dil olarak kabul eden yöreler dahlinde sayıları oldukça fazladır. 

En büyük İmparatorluklar arasında bulunan İspanyol Sömürgeciliği 16. Yüzyılda başlamıştır. Tam yirmi ülkede anadil İspanyolca olarak bilinmektedir. ABD ülkelerinde İspanya’ da yaşayanlardan daha fazla sayıda kişi İspanyolca konuşmaktadır. Dünyanın en kolay ve çağrışımı güzel dili İspanyolcayı resmi dili olan ülkeler listesi şöyledir;  İspanya, Dominik Cumhuriyeti Kolombiya, Peru, El Salvador, Uruguay, Arjantin, Venezuela, Guatemala, Kosta Rika, Ekvator Ginesi, Nikaragua, Porto Riko, Şili, Küba, Bolivya, Honduras, Meksika, Panama olarak bilinmektedir.

Güçsüzler asla affedemez. Affetmek, güçlülerin özelliğidir

Alguien está sentado en la sombra hoy porque alguien plantó un árbol hace mucho tiempo

Bugün birisi gölgede oturuyorsa uzun zaman önce birisi ağaç diktiği içindir.

Podrán cortar todas las flores, pero no podrán detener la primavera.

Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz Pablo Neruda.

 Eğer birini seviyorsan onu özgür bırakGeri dönerse senindir, geri dönmüyorsa zaten senin hiç olmamıştır.

23.01.2023

Hindistan’ın resmi dili Hintçe olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında İngilizce de sık bir şekilde konuşulmaktadır. Uluslararası iletişimlerde de bu iki dilin kullanıldığı görülmektedir. Resmi dilin yanında kabul gören yirmiden fazla dil de bulunmaktadır. Halk, bu yirmiden fazla dili konuşan biçimde ayrılmaktadır. 

Hindistan’ın resmi dili Hintçe olarak kabul edilse de ülke içinde konuşulan yirmiden fazla dil bulunmaktadır. Bu diller arasında Assam dili, Bengalce ve Keşmirce sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak bölgelere göre Nepalce, Sanskritçe gibi diller de konuşulmaktadır.

आपका “स्वास्थ्य” आपकी सबसे बड़ी सम्पति है, इसका अहसास तब होता है जब #हम इसे खो देते हैं।

“Sağlığınız” en büyük varlığınızdır, onu kaybettiğimizde farkına varırız.

बहुत सारा “धन: कमाइए, लेकिन अपने_स्वास्थ्य को गंवाकर नहीं.

Çok fazla “para: kazanın, ancak sağlığınız pahasına değil.

उन “चीजों” को करें जो आपको अधिक खुश, “होशियार” और स्वस्थ बनाती हैं।

Sizi daha mutlu, “daha akıllı” ve daha sağlıklı yapan “şeyleri” yapın.

Karışık ve öğrenmesi zor bir dildir.

健康胜过财富

Sağlık, servetten iyidir.

健康就是幸福

Sağlık mutluluktur.

yabanci dil

Dünyada en çok konuşulan dil

Çince çoğu insanın ana dili olarak kullandığı bir dildir. Sadece Çin anakarasında değil, aynı zamanda Tayvan, Hong Kong, Singapur, Malezya ve Makao’da da resmi dil olmakla birlikte 955 milyondan fazla insan bu dili konuşmaktadır. Bu da dünya nüfusunun yaklaşık %15’inin Çince konuştuğu anlamına gelmektedir. Belki de Mark Zuckerberg veya Malia Obama gibi birçok ünlü kişinin Çince öğrenmesinin nedeni de budur. Çince aynı zamanda BM’nin altı resmi dilinden biridir.

Dil bilgisi

Çin dilinde bölümlere ayrılmış bir alfabe yerine on binlerce bağımsız karakterden oluşan bir alfabe kullanılmaktadır. İyi olan şey, yazılı Çincenin yaklaşık %98’inin aynı 2500 karakterden oluşmasıdır. Haberler gibi basit bir metni anlamak için yaklaşık 2.500 karakter bilmeniz gerekir. Çince karakterleri düzenli olarak kullanmak istiyorsanız, yaklaşık 5.000 karakter bilmeniz gerekir. Çince karakterlerle ilgili bir başka ilginç gerçek ise yazı sisteminin 3000 yıldan daha eski olmasıdır. M.Ö. 1600 yılında icat edilen bu yazı sistemi geleneksel ve basitleştirilmiş karakterler olmak üzere ikiye ayrılır.

Çince karakterler sıfırdan evrimleşmiştir ve hala gelişim sürecindedirler. Modern zamanlardaki en önemli gelişme, geleneksel yazıdan basitleştirilmiş yazıya geçiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulduğunda, Çin’de okuma yazma oranı yaklaşık %20 idi. Hükümet, ülke genelinde okuryazarlığı ve eğitimi geliştirmek amacıyla Çince karakterleri basitleştirmek için bir program başlattı. Yaklaşık 2.000 geleneksel karakter, çoğunlukla tonlama sayısı azaltılarak ve/veya karakterler birleştirilerek değiştirilmiştir. Geleneksel Çince binlerce yıldır kullanılan ortodoks karakterlerini kullanır ve basitleştirilmiş Çince esas olarak geleneksel Çince karakterlerin basitleştirilmiş versiyonu olarak kabul edilir.

Çince’de, Çin kaligrafisinin beş geleneksel biçimi vardır: Mühür Karakteri, Resmi Yazı, Resmi Yazı, Koşan Yazı ve El Yazısı. Yazıyla ilgili bir başka gerçek de, yazı stilleri arasındaki büyük farklılıklardır. Daktilo ile yazılmış metin ile el yazısı karakterleri arasında meydana gelen değişiklikler nedeniyle el yazısının en tanınmaz yazılardan biri olarak kabul edilmesidir.

Çin’de resmi dil Mandarin dilidir. Ancak Çin’in farklı bölgelerinde insanlar farklı lehçeler konuşmaktadır. Sonuç olarak, farklı bölgelerden gelen insanlar yalnızca Mandarin dilinde iletişim kurabilmektedir. Diğer lehçeleri ancak o lehçeyle büyüdüyseniz anlayabilirsiniz. Harita size farklı lehçeler hakkında genel bir bakış sunar.

Çince nispeten karmaşık olmayan bir dilbilgisine sahiptir. Hint-Avrupa dillerinin aksine, Çince’de fiil çekimi ve isim çekimi yoktur. Örneğin İngilizce’de “speak/spoke/spoken” gibi çeşitli fiil formlarını öğrenmeniz gerekirken, Çince’de yalnızca bir kelimeyi hatırlamanız gerekir: shuo (说). İngilizce’de “dil” ve “diller” arasında ayrım yapmanız gerekirken, Çince’de tek bir biçim vardır: yuyan(语言). Kısacası, fiil formlarını ve Çince’deki cinsiyet, artikel ve çoğul için tüm gramer varyasyonlarını hatırlamak zorunda değilsiniz, bu da yeni başlayanların bu dile başlamasını kolaylaştırıyor.

21.01.2023

坚持就是胜利

Başarı gayretten gelir.

宁可吃亏,不贪便宜。

Yenilgiyi, haksız kazanca tercih et.

时钟不能倒转。

Kimse zamanı geri alamaz.

外出旅行,语言最要紧。

Gezginciler için hiçbir şey dilden daha önemli değildir.

Aynı anda çoklu düşünmenizi sağlar. Birden fazla dil bilmek, daha iyi odaklanmaya ve bilgilerin beynimize çok daha kolay bir şekilde girmesine yardımcı olur. Farklı diller arasında geçiş yapabilmek, beynin çok daha esnek olmasını ve önceliklendirmeyi daha kolay yapabilmeyi sağlar. Beyin bu dil değişiminden fayda sağlayarak hafıza zorluklarının daha basit bir şekilde üstesinden gelmiş olur. Birden fazla dil öğrenerek, beyninizi hıphızlı çalışan ve aynı zamanda birden fazla iş yapabilen duruma getirebilirsiniz.

Mantıksal ve yapısal düşündürür. Yeni bir dil öğrenmeye başlamak, mantıksal ve yapısal olarak öğrendiğimiz dili düşünmek anlamına gelir. Başlangıç aşamasında öğrenme yollarını ve söz konusu dilin temellerini öğrenme çabası mantıksal ve yapısal düşünmeyi geliştirir. Ayrıca, ezberleme yöntemlerine başvurmak hafızanın gelişmesini sağlar. Mantıksal ve yapısal düşünmeyle birlikte hafıza hakkında kendinizi güçlendirmeniz demek matematik gibi farklı alanlarda büyük bir kazanıma sahip olmanız demektir.

Ana dilinizi güçlendirir. Yeni bir dil öğrenmek, ana dilin gelişmeye başlamasıdır. Öğrenmeye başladığımızda ana dilimizi çok daha iyi konuşmaya başlarız, sözcük bilgimiz artar, dil bilgisi konusunda kendimizi güçlendiririz ve okuma becerilerimiz daha güçlü seviyelere çıkar. Bu doğal olarak kazandığımız bir faydadır. Öğrendiğimiz her yeni dil, ana dilimizi güçlendirme konusunda bize katkı sağlayacaktır.

Odaklanma becerisini geliştirir. Yabancı dil öğrenmek kelimeleri anlama konusunda çok daha dikkatli davranmak demektir. Bu yüzden yabancı dil öğrenirken odaklanma becerinizi geliştirirsiniz. Kelimeleri anlamak için ortaya koyduğumuz çaba, önemli ölçüde farklı seviyelerde görülebilecek engelleri aşabilmemiz konusunda bize yardımcı olur. Ayrıca, bu avantajdan faydalanabilmek için öğrendiğimiz yabancı dilleri ana dilimiz gibi bilmemize de gerek yoktur.

Daha hızlı öğrenme yeteneğinizi geliştirir.

Yabancı dil, söyleneni anlama konusunda kendimizi geliştirmemizi sağlar. Anlama ve idrak yeteneğini geliştirmiş bir kişi her zaman daha hızlı öğrenme şansı elde edecektir. Yabancı dile sahip bir kişi, bir konuyu yabancı dil sahibi olmayan bir bireyden çok daha hızlı öğrenebilir. Ayrıca, hafızamızı güçlendirir. Bu durum, daha çok bilginin uzun zamanlı olarak hafızamızda kalması anlamına geleceğinden bir şeyleri öğrenme konusunda daha hızlı hareket edebilmemize olanak tanımaktadır.

Yeni bir dil öğrenmek hafızamızın güçlü olmasını, anlama ve idrak konusunda kendimizi geliştirmemizi ve odaklanma konusunda daha iyi nokta olabilmemizi sağlayacağı için öğrenme konusunda daha hızlı hareket etmemizi sağlayacaktır.

Daha yaratıcı düşünmenizi sağlar.

Ana dilden farklı diller konuştuğumuzda, kullandığımız sözcükten farklı bir sözcüğü kullanmak durumunda kalırız. Bu sözcüğü bulabilmek için geçireceğimiz zaman fark edilemeyecek kadar kısa olsa bile faydası oldukça büyüktür. Kelimeler arasında yolculuk etmek, bir bulmacayı tamamlaya çalışır gibi kelime avına çıkmak ve en ideal cümleyi oluşturmak için çaba göstermek daha yaratıcı olmamızı sağlamaktadır. Bunu farklı yönlerden değerlendirebilirsiniz. Yaratıcılık herkesin sahip olabileceği bir kabiliyet değildir. Yaratıcı düşünebildiğiniz zaman önünüze çıkan problemlere daha verimli çözümler üretebilirsiniz.

Öğrenilen yeni bir dil ile çok daha yaratıcı düşünceye sahip biri olabilirsiniz.

Özgüvenin artmasını sağlar. Yeni bir dil öğrenirken kendinize katacağınız her bir yeni kelime, sizin için bir başarı sayılır. Bunları biriktirmek ve hafızanızda kalmasını sağlamak başarıları ardı ardına getirmek demektir. İşte bu kendinize olan güvenin artması anlamına gelmektedir. Başarılarla kazandığınız motivasyon diğer birçok uğraşta size yardımcı olacaktır. Furkan Fayetörbay

Öğrenilen her yeni dil, yeni bir başarıdır. Başarılar da kendinize olan güveni sağlamlaştırır.

Yabancı Dil Öğrenmenin Faydaları

Daha fazla kişi ile güvenle iletişime geçebileceksiniz. Yabancı bir dili öğrendiğinizde, bütünüyle farklı bir grupla konuşmak için bir olasılık açılacaktır. Uluslararası bir şirkette veya seyahatlerinizde bu çok faydalı olacaktır.

Seyahat sizin için daha kolay olacak. Yabancı dil bilmek, dünyanın kapılarını açar. Başka bir dilde konuşma yeteneği, konuştuğunuz dil ziyaret ettiğiniz ülkenin dili olmasa bile seyahat kolaylaştırır. Belki bazı yerli halk bunu ikinci bir dil olarak da konuşabilir ve bu da size avantaj sağlar.

İstihdam şansınızı artıracak ve daha yüksek bir ücret bekleyeceksiniz. Bir iş başvurusunda bir dil bilmek günümüzde zorunludur ancak ikiden fazla bilmek çok büyük bir avantajdır. Başka dilleri bilmek sizi diğer adaylardan ayırır ve şansınızı lehinize çevirir. Bu ek beceriyle, daha yüksek bir ücret bekleyebilirsiniz.

Yeni insanlarla tanışacaksınız. Çalışma grubunuzda bir dil sınıfında yeni insanlarla tanışabilir veya seyahatleriniz sırasında öğrendiğiniz dilin konuşmacılarıyla tanışabilirsiniz. Başkaları tarafından ilham almak ve motive olmak için harika bir fırsat.

 Ufkunuzu genişletip dünyaya daha açık olacaksınız. Bir dili öğrenmek sizi dünyayı farklı şekilde görmenizi sağlayacaktır. Yeni bir dil çalışırken dünyayla ilgili yeni bir vizyona sahip olursunuz.

Kelime bilginizi genişletirsiniz. Yabancı bir dilde kelime öğrenmek, ana dilinizde de sözcük dağarcığınızı genişletir. Tamamen yeni kelimeler öğrenebilir veya daha önceden bildiğiniz kelimeleri daha iyi anlayabilirsiniz.

Bir dil öğrenmek beyniniz için bir egzersizdir. Tamamen yeni bir dil yapısı ve gramer sistemi öğrenmek beyniniz için bir egzersiz gibidir. Dili öğrenirken anadilden çeviri yoluyla öğreniriz bu da beyin gücünü artırmak için harika bir yoldur.

Yeni bir kültür hakkında bilgi edinme fırsatına sahip olacaksınız. Ülkenin gelenekleri ve tarihi hakkında bilgi edinebileceğiniz dil dışında, dilin nasıl geliştiğini ve hangi dillerin onu etkilediğini öğrenirsiniz.

Uluslararası film, müzik ve edebiyatın tadını çıkarabileceksiniz. En iyi uluslararası eserleri orijinal dilde yaşamak ve bunları yazar olarak tanımaktır. Bir dil öğrenin ve kültürel olarak vermesi gereken her şeyi keşfedin.

Çok dilli olmanız sizi çoklu görevlerde daha iyi yapar ve hafızanızı geliştirir. Beyin için, iki dil arasında geçiş yapmak iki görev arasında geçiş yapmak gibidir ve bu nedenle dil öğrenimi, çoklu görev yeteneklerinizi geliştirebilir. Yabancı kelimeleri öğrenmek hafızanızı geliştirebilir. Mine Çalışkan

Uğur Işılak ile Miras – TRT Müzik – 06.09.2021

Türkçe aslında tüm lehçeleri göz önünde bulundurulduğunda oldukça yüksek sayıda kişinin konuştuğu bir dildir. Dünyada en çok konuşulan diller sıralamasında 20. sırada yer alan Türkçe’yi şuanda yaklaşık 180 ile 200 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. Türk dillerinin en çok konuşulan lehçesi Türkiye Türkçesi olup tüm Türk dili konuşurlarının %40’ı bu dili konuşmaktadır. Bu dili Azerice, Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Türkmence ve Tatarca takip etmektedir.Türkiye Türkçesi sıralamada bu sebeple 20. sırada yer almaktadır. Tüm lehçeleri ile birlikte Türkçe konuşan kişi sayısı düşünüldüğünde Türkçe ilk 5’e girmektedir.

Dünyada en çok konuşulan dillerin hangileri olduğunu hiç merak ettiniz mi? Şu anda 7.000’den fazla dil olmasına rağmen, sadece 23’ü dünya nüfusunun yarısından fazlasını kapsıyor. Bu sadece bir istatistik meselesi değildir, küresel bir genişleme stratejisi planlarken temel bir gerçektir. İster iş ister kişisel kullanım için, ikinci veya üçüncü bir dil bilmek yeni ufuklar açar

Yabancı dil öğrenmek istediğinizde karşınızda bir sürü seçenek olur. Filmler, müzikler, kitaplar, dergiler hatta oyunlar. Bunlardan faydalanarak kendinizi geliştirebilir ve profesyonel eğitiminize katkı sağlayabilirsiniz. Dil öğrenmeye hevesli tabir-i caizse dil öğrenmeye açsanız, kat edebileceğiniz yolları hayal edemezsiniz. Yabancı dil öğrenmek bir bakıma kendinizin neler yapabileceğinizi öğrenmenizdir. Dil öğrenmek, yeni bir kültüre, edebiyata ve o dile ait topluma dair birçok şeyi öğrenmek demektir. Yeni bir dil öğrenerek zihinsel bir gelişim, dünyaya dair yeni bir kapı açabilirsiniz. Yeni bir dil öğrenerek eğitim imkanlarınızı genişletebilir, iş hayatınızda fark yaratabilir ya da seyahatlerinizde daha sağlıklı iletişimler kurabilirsiniz. Didem Atıcıer

Hindistan dünyanın en kalabalık nüfuslarından birine sahiptir Bu bakımdan anadili Hintçe olan kişi sayısı oldukça yüksektir. 341 milyon kişi anadili Hintçe olarak konuşmaktadır. Anadili Hintçe olmayan 274 milyon kişi ise Hintçe’yi öğrenmiş ve konuşmaktadır. Hintçe, İngilizce ile birlikte dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan’ın 22 resmi dilinden biridir. Bölgenin dilsel çeşitliliği (1.600’den fazla dil bir arada bulunur), bölgeyi lingua franca olarak kullanan anadili olmayanların yüksek oranını açıklar

Arapça’da dünyada önemli ölçüde konuşulan dillerden biridir. Son yıllarda gittikçe popülerleşen bu dili anadili olarak konuşan 245 milyon kişi vardır. Bununla birlikte 29 milyon kişi de anadili olmadan bu dili konuşanlardandır. Arapça 26 ülkenin resmi dilidir. Bu bölgesel dağılım nedeniyle, aslında bir lehçeler topluluğudur. Aynı zamanda İslam’ın ayin dilidir. Arap dünyasının muazzam kültürel mirasına değer veren sadece dil değil, aynı zamanda dünyanın bu bölgesinde iş için gerekli bir araçtır.

Bölgesel uzantısını düşünürsek, Rusça’nın dünyanın en çok konuşulan dilleri arasında olması şaşırtıcı değildir.  Dört ülkenin resmi dilidir, ancak eski Sovyetler Birliği’nin bir parçası olan tüm ülkelerde de konuşulur. Avrupa’da anadili en fazla olan dildir. Anadili Rusça olan ve bu dili konuşan kişi sayısı 154 milyon iken 104 milyon kişi de bu dili sonradan öğrenmiş ve konuşmaktadır.

Fransızca da dünyada konuşulan diller arasında oldukça iddialı bir sıraya sahiptir. Anadili Fransızca olan 77 milyon kişi ile birlikte 203 milyon kişi Fransızca’yı anadili olmamasına rağmen konuşmaktadır. Sömürgecilik ile dünyaya yayılan Fransızlar ile birlikte Fransızca  farklı kıtalarda 29 ülkenin resmi dili olmuştur. Ancak Fransızca’yı bununla birlikte Fransız sanatın ve kültürün dili olarak öne çıkmaktadır.

Portekizce, Avrupa sömürge döneminde genişleyen dillerden bir diğeridir. Bugün Avrupa, Amerika, Afrika ve Asya arasında bölünmüş 9 ülkenin resmi dilidir. Bölgesel genişleme ve konuşmacı sayısı açısından en büyük üs Brezilya’dır. Aynı zamanda güney yarım kürede en çok konuşulan dildir. Anadili Portekizce olan  221 milyon kişinin yanı sıra anadili Portekizce olmayan 13 milyon kişi vardır.

İspanyolca, dünyada en çok ülkede resmi dil olarak kullanılma özelliği dolayısıyla dünyada 3. sırada yer alan bir dildir. İngilizceden sonra Avrupa’da resmi olarak en çok konuşulan dil olduğu için İspanyolca öğrenildiğinde ister turistik açıdan, ister iş dünyasında oldukça faydası olacaktır. Arapça önceden olsa pek tercih edilen bir dil olarak görülmezdi. Şu an dünya sıralamasında 6. sırada olması bu dili öğrenmek için fazlasıyla yeterli bir sebep olabilir. Almanca ise Avrupa’nın kapılarını açan dil olma zöelliğindedir. Orta Avrupa ve Almanya civarında eğitim ve yaşam düşünen kişiler içinoldukça gereklidir. Üstelik Almanca dünya genelinde yaygın olmasa da Avrupa’da önemli bir sayıya sahiptir.

Dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesi olan Endonezya’nın resmi dilidir. Konuşmacılarının çoğunun ana dili olmaması bakımından benzersizdir. Bu nedenle, 200’den fazla dilin olduğu bir ülkede karşılıklı anlayış için gerekli olan ikinci bir dildir. Anadili  43 milyon olan kişi bu dili konuşmaktadır. Endonezya dilini anadili olmadan öğrenen ve konuşan tam 155 milyon kişi bulunmaktadır.

İngilizce, günümüz şartlarında evrensel bir dil olarak kabul görmüştür.Dünyada öğrenmek için en popüler ve en çok tercih edilen yabancı dildir. Yurtdışı dil okullarında en çok tercih edilen dillerin başında İngilizce yine ilk sıradadır. Çince, hangi yabancı dilleri öğrenmek gerekir diye bakıldığında ilk sırada yer almayı başarmış bir dildir. Öncelikli olarak Çince öğrenmenin zor olduğu aşikar, fakat imkansız bir olay değildir. İlk bakıldığında çok karmaşık görünebilir ama bu dilin grameri oldukça basittir. Hiçbir kelimede zamana, kişiye göre çekim yoktur. Dünyanın hemen hemen her bölgesiyle ithalat ve ihracat yapan bu ülkenin dilini öğrenmek kişileri iş alanında da bir adım öne taşıyacağı kesindir.

Dil, bir ulusun aynasıdır. Bu aynaya baktığımız zaman, orada kendimizin gerçek yankısını görürüz. (Schiller)

Comments are closed.