Allah’tan başkasına kesinlikle kulluk etmeyiniz. Şüphesiz ben size Allah’tan gelen bir uyarıcıyım; bir müjdeciyim. HUD 2
Eğer insana tarafımızdan bir rahmet tattırır da sonra bunu ondan çekip geri alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur. HUD 9
Rabb’inizden bağışlanma dileyin. Sonra O’na tevbe edin! Rabb’imin, Rahmeti Kesintisiz’dir, Çok Seven’dir. HUD 90
Göklerin ve yerin gaybı yalnız Allah’a aittir. Her iş O’na döndürülür. Öyle ise O’na kulluk et ve O’na dayan. Rabbin, yaptıklarınızdan gafil değildir. HUD 123
Bizimle karşılaşacaklarını ummayanlar ve dünya hayatından hoşnut olup onunla tatmin olanlar ve ayetlerimizi görmezden gelenler… Yunus 7
Eğer Allah insanlara, hayrı çarçabuk istedikleri gibi, şerri de acele verseydi, elbette onların ecelleri bitirilmiş olurdu. Fakat bize kavuşmayı beklemeyenleri biz, azgınlıkları içinde bocalar bir halde bırakırız. Yunus 11
De ki: “Bakın, eğer O’nun azabı size geceleyin, ya da gündüzün gelirse… Suçlular bun(lar)dan hangisini acele istiyor?” Yunus 50
De ki: “Ey insanlar, işte Rabb’inizden size Hakk geldi. Doğru yolu kabul eden, kendisi için kabul etmiş olur. Sapkınlık eden de kendi aleyhine sapmış olur. Ve ben sizin vekiliniz değilim. Yunus 108
Ve sana vahyolunana uy. Allah, hükmünü verene kadar sabret. Ve O, Hüküm Verenlerin En Hayırlısıdır. Yunus 109
Eğer müşriklerden biri senden korunma isterse, ona bu korumayı sağla ki Allah’ın sözlerini öğrenip anlama imkanı bulabilsin. Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Zira bunlar, gerçeği bilmeyen bir halktır. Tevbe 9
Allah’ın mescitlerini, ancak Allah ‘a ve Ahiret Günü’ne iman edip, salatı ikame eden, zekatı yapan ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar edebilirler. Onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur. 18
Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendirler; kötülüğü buyururlar, iyilikten alıkoyarlar. Ellerini sıkı tutarlar. Onlar, Allah’ı unuttular, Allah da onları unuttu. Münafıklar, fasıkların ta kendileridir.
Allah, bir toplumu doğru yola ilettikten sonra, sakınmaları gereken şeyleri kendilerine açıklamadıkça onları saptıracak değildir. Allah, her şeyi bilendir. Tevbe 115
Müminler ancak o kişilerdir ki, Allah anıldığında yürekleri ürperir ve onlara Allah’ın ayetleri okunduğunda, bu onların imanlarını arttırır ve onlar yalnız Rablerine güvenip dayanırlar. / 2
Ey iman edenler; toplu halde kafirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arkalarınızı dönmeyin. Enfal 15
İnkarcılar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz Allah’ın emirlerini yerine getirmezseniz, yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur. Enfal 180
De ki: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan çıkarılacaksınız.” Araf 25
Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an ertelenir ne de bir an öne alınır. Araf 34
Rabbinize alçak gönülle ve yüreğinizin ta derinliklerinden gelerek dua ediniz. Doğrusu O, çizgiyi aşanları sevmez. Araf 55
Yeryüzü ıslaha kavuştuktan sonra orada bozgunculuk yapmayınız. O’na ürpererek ve ümit ederek dua ediniz. Şüphesiz Allah’ın rahmeti, iyilik edenlere yakındır. Araf 56
Yeryüzünde haksız yere kibirlenenleri ayetlerimden uzak tutacağım. Onlar bütün mucizeleri görseler de iman etmezler. Doğru yolu görseler, onu yol edinmezler. Ama azgınlık yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu durum, onların ayetlerimizi yalanlamalarından ve ondan gafil olmalarından ileri gelmektedir. Araf 146
Takvâlı (duyarlı) olanlara şeytandan bir vesvese ulaştığında hemen (Allah’ı) hatırlayıp (gerçeği) görürler. Araf 201
Rabb’ine yakın olanlar, O’na kulluk etmekten asla kibirlenmezler; O’nu tesbih ederler ve O’na secde ederler. Araf 206
Onlara, ne zaman Rabb’lerinin ayetlerinden bir ayet gelse illaki ondan yüz çevirirler. Elbette onlar, kendilerine gerçek (bilgi) geldiğinde onu yalanlamışlardı. Alay edip durdukları şeylerin haberleri ileride kendilerine gelecektir. Enam 4-5
De ki: “Karanın ve denizin karanlıklarından, tehlikelerinden sizi kim kurtarabilir ki? O zaman Allah’a gizli gizli yalvararak: ‘Eğer bizi bundan kurtarırsan andolsun şükredenlerden olacağız’ diye dua edersiniz.” De ki: “Ondan ve bütün sıkıntılardan sizi Allah kurtarır. Sonra siz yine O’na ortak koşarsınız.” Enam 63-64
Yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye uymazlar ve onlar sadece yalan söylerler. Enam 116
De ki: “Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep alemlerin Rabbi Allah içindir. Enam 162
Bugün size, temiz şeyler helal kılındı. Ve Kitap verilenlerin yiyecekleri size, sizin yiyecekleriniz de onlara helaldir. İnanan muhsenat kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerin muhsenat kadınları; karşılıklarını vermeniz, iffetli olmanız, iffetsiz olmamanız ve gizli dost tutmamanız koşuluyla size helaldir. Kim imanı küfrederse yaptığı işler boşa gider ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olur. Maide 5
Ey iman edenler! Allah için gerçeğe bağlı kalmada kararlı olun! Hakkaniyetli tanıklar olun! Bir halka olan düşmanlığınız sizi adaletsizliğe yöneltmesin. Adil olun, bu, takvalı olmaya en uygun olandır. Allah’a karşı takvalı olun. Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır. Maide 8
Ey kitap ehli! Peygamberimiz, kitaptan gizlediklerinizin çoğunu açıklamak üzere size geldi; birçok kusurunuzdan da vazgeçiyor. Şu bir gerçek ki, size Allah’tan bir nur, apaçık bir kitap gelmiştir. Maide 15
Ey iman edenler! Allah’a karşı takvâlı (duyarlı) olun! O’na yol arayın ve (Allah) yolunda cihad edin (fedakârlık yapın) ki kurtulasınız.
Onların ardından, Tevrat’ı tasdik edici olarak, Meryem oğlu İsa’yı gönderdik. Biz ona, içinde hidayet ve nur bulunan, Tevrat’ı tasdik eden, takva sahipleri için hidayet ve öğüt olan İncil’i verdik. İncil’e inananlar, Allah’ın onda indirdiği ile hükmetsin! Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar yoldan çıkanların ta kendileridir. Maide 46/47
Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Fakat her ne zaman bir Peygamber, onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir hükmü getirdiyse; onlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler. Maide 70
İyi bilin ki, Meryem oğlu Mesih, yalnızca bir resuldür. Ondan önce de resuller gelip geçti. O’nun annesi çok dürüsttür. İkisi de diğer insanlar gibi yer, içerlerdi. Onlar için ayetleri nasıl açıkladığımıza bak ve sonra nasıl döndürüldüklerini gör. Maide 75
Allah, “Ey Meryem oğlu İsa! Senin ve annenin üzerinde olan nimetimi hatırla.” Hani seni Kudus’un Ruhu ile desteklemiştim, insanlarla beşikte ve yetişkinlikte konuşuyordun. Ve hani sana Kitap’ı, Hikmet’i, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim. Ve hani Ben’im iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey tasarlıyordun ve ona üflüyordun, Ben’im iznimle hemen kuş oluyordu; kör olarak doğanı ve abrası Ben’im iznimle iyileştiriyordun. Hani Ben’im iznimle ölüleri çıkarıyordun. Hani İsrailoğulları’nı senden uzaklaştırdım. Hani onlara apaçık beyyinelerle geldiğinde, onlardan Kafir olanlar, “Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir.” dediler. Maide 110
Ey insanlar! Sizi, tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve o ikisinden birçok erkek ve kadını üreten Rabb’inize karşı takvalı olun. Birbirinizden yararlanasınız diye akrabalık bağını kuran Allah’a karşı takvalı olun. Kuşkusuz, Allah, sizi gözetmektedir. Nisa 1
Yetimlere (yetişkin olduklarında) mallarını verin! Temizi pis olanla değişmeyin! Onların mallarını kendi mallarınıza (katarak kendi malınızmış gibi) yemeyin! Şüphesiz ki o, büyük bir günahtır. Nisa 2
Allah, sorumluluğunuzu hafifletmek ister. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır. Nisa 28
Allah’a ibadet ediniz ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayınız. Anne babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolda kalmışa/yarıda kalmış faaliyetlere ve ellerinizin altında bulunanlara iyilik yapınız. Doğrusu Allah, kendini beğenip duranları sevmez. Nisa 36
Allah, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi buyurmaktadır. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Kuşkusuz, Allah, Her Şeyi Duyan’dır, Her Şeyi Gören’dir. Nisa 58
Sana gelen iyilik, Allah’tandır. Başına gelen kötülük de nefsindendir. Seni insanlara peygamber gönderdik. Şahit olarak Allah yeter. Nisa 79
Size, selam verildiği zaman, ondan daha iyisiyle veya aynısıyla karşılık verin. Kuşkusuz ki Allah, Her Şeyi Hesaplayan’dır. Nisa 86
Küfretmeleri ve Meryem’e büyük bir iftira atmaları; Ve yine Allah’ın Resulü Meryem oğlu İsa Mesih’i, “Kesinlikle biz öldürdük.” demeleri nedeniyle. Aslında onu öldürmediler ve onu asmadılar da. Fakat kendilerine öyle göründü. Onlar, herhangi bir bilgi sahibi olmadıklarından, ayrılığa düştükleri bu konuda kesin olarak şüphe içindedirler. Onlar, sadece zanna uyuyorlar. Kesin olan şu ki, onu öldürmediler. Hayır, Allah onu kendi katına yüceltti. Allah gerçekten kudret ve hikmet sahibidir. Nisa 156/ 157/158
Ey Kitap Ehli! Dininiz hakkında haddi aşmayın. Allah hakkında, gerçek olandan başka bir şey söylemeyin. Allah’ın Resulü İsa Mesih, Meryem’in oğludur. Ve o, Allah’ın Meryem’e attığı Kelime ve Kendisinden bir ruhtur. O halde Allah’a ve resullerine iman edin. Ve “Üçtür.” demeyin. Buna son verin. Bu, sizin için hayırlı olandır. Kuşkusuz Allah, tek bir ilahtır. O, çocuk sahibi olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. Vekil olarak Allah yeter. Nisa 171
Ey iman edenler! Sabredin ve zorluklara karşı dirençli olun. Sürekli duyarlı olun. Allah’a karşı takva sahibi olun. Umulur ki kurtuluşa erenlerden olursunuz. Ali İmran 200
Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra ayrılığa düşüp parçalananlar gibi olmayın! İşte onlar için büyük bir azap vardır. Ali İmran105
Allah buyurmuştu ki: “Ey İsa! Seni vefat ettireceğim, seni katıma yükselteceğim, seni inkar edenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kafirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz bana olacak. İşte o zaman, ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim.” Ali İmran 55
Ey Kitap Ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysaki Tevrat da İncil de ondan sonra indirildi. Hala akletmiyor musunuz? Ali İmran 65
Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla yük yüklemez. Herkesin yaptığı iyilik lehine, kötülük de aleyhinedir. “Rabb’imiz! Unutur veya yanlış yaparsak, bizi sorumlu tutma. Rabb’imiz! Bize daha öncekilere yüklediğin gibi zor şeyler yükleme. Rabb’imiz! Bize gücümüzün üzerinde bir sorumluluk yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen, Mevlamız’sın. Gerçeği yalanlayan nankörler toplumuna karşı bize yardım et. Bakara 286
Amenerrasulü | Abdulbasit Abdussamed
Dinde zorlama yoktur. Doğruluk, sapıklıktan seçilip belli olmuştur. Kim tağut (şeytan)ı inkar edip Allah’a inanırsa, muhakkak ki o, kopmayan, sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah işitendir, bilendir.
Bakara 256
İnsanların arasını düzeltmeniz, günahtan sakınmanız ve iyi olmanız için, Allah’a yaptığınız yeminleri engel kılmayın, Allah işitir ve bilir.
Herkesin yöneldiği bir yönü vardır. Öyleyse siz de yararlı işler yapmada birbirinizle yarışın. Nerede olursanız olun Allah hepinizi bir araya getirir. Kuşkusuz, Allah Her Şeye Güç Yetiren’dir.
Hani! Rabb’i, İbrahim’i birtakım kelimeler ile sınamış; o da onları yerine getirmişti. Allah, “Ben seni insanlara önder yapacağım.” dedi. İbrahim, “Soyumdan olanları da.” deyince; Allah, “Benim ahdim zalimlere ulaşmaz!” dedi.
Onlara, “Allah’ın indirdiklerine iman edin.” denildiğinde, “Biz, ancak bize indirilene iman ederiz.” dediler. Ve ondan başkasını kabul etmezler. Oysa O, yanlarındakini tasdik eden, hak bir kitaptır. Onlara de ki: “Madem inanıyordunuz, ne diye daha önce Allah’ın nebilerini öldürüyordunuz?”
Artık onların, size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan bir zümre vardı ki, Allah’ın kelamını dinlerler ve kavrayıp anladıktan sonra, bile bile onda değişiklik yaparlardı.
Onlar, sana indirilene ve senden önce indirilmiş olanlara inanırlar. Ve onlar, ahirete de kesin olarak inanırlar.
EMİN IŞIK
Dua ve niyaz üslûbunun hâkim olduğu ikinci bölümde insanların Allah’a bağlılıklarının temel unsurları olmak üzere “ibadet” ve “istiâne” kavramları yer almaktadır. Ulûhiyyet bölümünde ifade edildiği üzere insanların bu dünyadaki inanç ve amellerine göre âhiretteki durumlarını rahmân ve rahîm olan Allah’ın şaşmaz adaleti belirleyeceği için yalnız O’na ibadet etmek ve yalnız O’ndan yardım dilemek (istiâne) gerekir. İnsan bu beyanı ile kulluğunu, tevhid inancını, tevekkül ve teslimiyetini, ihlâs ve kararlılığını Allah’a arzetmiş olur.
Bu seviyeye ulaşan bir iman ve aynı ölçülerle düzenlenen bir amel ve hayat çizgisi “sırât-ı müstakîm”dir. Ömür boyunca bu çizgiyi takip etmenin zorluğu sebebiyle insan bu yolda sürçebilir ve sonuçta kötülüklere rızâ göstermeyen Allah’ın öfkesine mâruz kalmış olan sapmışların yoluna kayabilir. “Bizi doğru yola ilet” sözleriyle başlayan dua cümleleri, bu büyük tehlike karşısındaki aczinin ve kendi kendine yeterli olmadığının bilincine varan insanın âlemlerin rabbi, rahmân ve rahîm olan Allah’a sığınarak hidayetiyle kendisini desteklemesi şeklindeki niyazını ifade etmektedir.
Fâtiha sûresi önce Allah’ı en belirgin nitelikleriyle tanıtmakta ve insanı sağlam bir imanla O’na yöneltmekte, yaratıcıya ve yaratılmışlara karşı sorumluluk duygusuyla hareket etmeyi dinin ve dindarlığın temeli olarak belirlemektedir. Sûrenin, insanoğlunu yaratıcısıyla ve hemcinsleriyle uyum içinde yaşatmak şeklindeki evrensel hedefi gerçekleştirmeyi gaye edindiği dikkate alınırsa onun sadece Kur’an’ın özü değil aynı zamanda bütün hak dinlerin de özü olduğu sonucuna varılabilir.
9 KABE İMAMININ SESİNDEN FATİHA SURESİ
22.03.2023
“Biz ancak sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz” meâlindeki bu âyetle üçüncü şahıstan ikinci şahsa geçilir. İltifat sanatı denilen bu geçiş sadece edebiyat bakımından ifadeye bir incelik ve güzellik kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda kulun dindarlığı açısından da çok önemli bir gerçeği dile getirir. Çünkü kişinin mümin bir kul sayılması, ilâhî otoriteye kendi istek ve iradesiyle teslim olduğunu ikrar etmesine bağlıdır. İnsanın kulluğu bu otoriteyi baskı zoruyla değil gönüllü olarak kabullenmiş olmasıyla bir anlam ve değer kazanır.
Sûrede Allah’tan nelerin isteneceği, ayrıca istemenin usul ve âdâbı da öğretilmektedir. Buna göre istemenin şartları önce ne istediğini bilmek, sonra ona gerçekten ihtiyacı olduğunu belirtmek, daha sonra da onu elde etmek için yapılması gerekeni yapmaktır. Böylece gerçek dua, nimeti hayal ve arzu etmek değil o nimete ulaşmanın doğru yoluna girmek ve o yolda sebat edip ilerlemektir.
Fâtiha sûresi inanan insana kesin bir düstur ve şaşmaz bir formül halinde hidayetle ibadetin önemini ve ebedî nimetin elde ediliş yöntemini bildirmektedir. Böylece sûreyi okuyan mümin Allah’a kul olduğunu ifade ve ikrar ettikten sonra kendisiyle yaratıcısı arasında hiçbir aracı bulunmadan doğrudan doğruya ona seslenir.
Ebedî saadete ve nihayetsiz nimetlere ulaştıran doğruluk ve dürüstlük yolunda ilâhî lutfa nâil olmuş iyilerin izini takip ederek ilerlerken gazaba uğramışların, şaşırmış ve sapmışların durumuna düşmemek için Allah’tan hidayet ve yardım ister.