Çocuklarda göz rahatsızlıkları nelerdir?


Çocuklarda görülebilen birçok göz kusuru erken tanı ve tedavi ile başarılı bir şekilde düzeltilebilir ya da hafifletilebilir.
Bununla birlikte çoğu hastalık, erken bir aşamada dikkat çekmez ve bu nedenle de tanıda gecikme yaşanır. Göz kusurlarının çoğunluğu erken dönemde sadece bir doktor tarafından belirlenebilir. Bu nedenle çocuğunuzda herhangi bir anormallik fark etmeseniz bile, ailenizde görme kusurları varsa bir göz doktorunu ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Özellikle çocuğunuzu 2. yaşını tamamlamadan önce en az bir defa göz muayenesine götürmeniz erken tanı ve tedavi için anahtar rol oynayacaktır.

Ebeveynler olarak çocuklarda en sık görülen göz hastalıkları ile ilgili bilgi sahibi olmak, erken tanı ve tedaviye atılan iyi bir adım olacaktır.
Şaşılık (Gözde Kayma)
Şaşılık, genellikle bir gözde kayma veya yanlış hizalanma şeklinde görülen göz rahatsızlığına verilen addır. Çocuklarda görülen şaşılık problemi, görmeyle ilgili sorunlara ek olarak gelişimsel anlamda da gecikmelere neden olmaktadır. Kayan gözde görme kaybı ve uzamsal görme (derinlik algısı) fonksiyonunda bozulma ortaya çıkar. Ayrıca çocuğun ince ve kaba motor gelişiminde de gecikmeler görülür. Şaşılık, ambliyopi adı verilen göz tembelliğine de neden olabilir. Göz tembelliği, kayan gözün kullanılmamasına bağlı olarak tedavi edilmediği takdirde tamamen kaybedilmesiyle sonuçlanan bir görme keskinliği problemidir. Erken tanı konulduğunda sağlam göze kapatma tedavisi uygulanarak tembel gözün adım adım fonksiyonunu tekrar kazanması sağlanır. Şaşılık tüm çocuklarda %5 oranında görülür ve kapatma tedavisi dışında çeşidine göre gözlükle ya da ameliyatla da tedavi edilir.
Göz tembelliği (Ambliyopi)
Göz tembelliği ya da ambliyopi herhangi bir organik temele dayanmayan bir göz kusurudur ve genellikle tek gözde kuvvetli görme kaybı ile karakterizedir. Görme keskinliğinin kontrol edildiği bir göz testi ile ambliyopi tanısı kolaylıkla konulabilir ve erken tanı tembel gözün kurtarılabilmesi için hayati önem taşır. 8 yaşından önce sağlam gözün kapatılması şeklinde uygulanan tedavilerle tembel gözde görme keskinliği geri kazanılabilir.
Hipermetrop ve Miyop
Hipermetrop yakını, miyop ise uzağı görme kusuru olarak tanımlanır. Günümüzde ileri modern tıptaki gelişmelere paralel olarak bu göz kusurlarını bebeklik çapında tanımak mümkün hale gelmiştir. 4 yaşına kadar olan tüm çocukların %30’unun düzeltme gerektiren bir görme kusuru vardır. Bu görme kusurları, erken dönemde gözlükle tedavi edilmediğinde görme yeteneğinde azalmayla sonuçlanmaktadır. Kuvvetli yakın ya da uzak görme kusuru olan bebekler ve çocuklar uyaranlara cevap vermede yavaş ve güvensizdirler. Oyuncak veya nesneleri gözlerine çok yakın mesafede tutarlar. Bu çocuklar kendi çevrelerinde sıklıkla sakar olarak nitelendirilirler.
Katarakt
Katarakt, yaklaşık olarak 250 çocuktan birinde görülen çok önemli bir göz rahatsızlığıdır. Sıklıkla yaşlılarda görülen bu rahatsızlık bebeklerde de görülebilekte ve erken dönemde tedavi edilmediğinde körlükle sonuçlanabilmektedir. Katarakt, annenin gebelikte geçirdiği enfeksiyonlar, kullandığı ilaçlar nedeniyle doğuştan olabileceği gibi hayatın ilk yıllarında sonradan da ortaya çıkabilir. Belirtiler arasında bir göz bebeğinin diğerinden farklı olması, kataraktlı gözün beyaz ve donuk görünmesi sayılabilir. Doğuştan olan katarakt yaşamın ilk 6 haftasında ameliyatla tedavi edilirse göz tembelliği, total görme kaybı gibi çok önemli sonuçları böylece engellenebilir. Doğumdan sonra gelişen katarakt ise daha iyi bir seyre sahiptir ve 2 yaşına kadar tedavi edildiğinde başarılı sonuçlar elde edilir.
Göz tansiyonu (Glokom)
Göz tansiyonu ya da glokom ortalama olarak 15000 doğumda 1 görülür ve tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybı ile sonuçlanabilir. Bebeklerde göz içi basınç arttığında gözler balon gibi genişler ve büyür. Bu nedenle bebeklerde büyük göz glokom için önemli bir uyarı işaretidir. Işığa karşı aşırı hassasiyet, kayma ve gözlerde aşırı sulanma diğer önemli belirtilerdir. Glokom ne kadar erken tedavi edilirse görme o oranda korunmaktadır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
MEDICALPARK

Üst Solunum Yolu Hastalıkları

Kış hastalıklarının çoğunluğunu enfeksiyon; yani mikrobik hastalıklar oluşturur. Kış aylarında havanın soğuması, hava kirliliğinin artması, toplu ve sıkışık ortamlarda yaşanılması, özellikle çocukların maruz kaldığı soğuk algınlığının sürekli bulaşması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Kış mevsiminde çocuklarda soğuk algınlığı, boğaz enfeksiyonları, sinüzit ve larenjit gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının yanı sıra bronşit ve zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarında da artış olur.


Hastalıkları iyi tanımak, antibiyotik kullanımı konusunda doğruları bilmek, gereksiz ilaç kullanımından kaçınmak, ateş ölçme ve düşürme tekniklerini öğrenmek bu dönemin hem çocuk hem de aile açısından daha rahat geçirilmesini sağlıyor.
En Sık Görülen Hastalıklar Şunlardır;
Rinit (Nezle)
Nezle ya da soğuk algınlığı olarak bilinen rinit, üst solunum yollarını özellikle de burnu tutan bir hastalık. Okul dönemindeki çocukların yılda ortalama 3-5 kez bu hastalığı geçirmesi normal kabul ediliyor. Hastalığa virüsler yol açıyor ve damlacık yoluyla yani hapşırma ya da öksürme sırasında ortama yayılan tükürük parçacıkları nedeniyle meydana geliyor. Bu damlacıklar hem ortama yayılıyor hem de eller ve eşyalar üzerine bulaşarak, temas yoluyla geçiş yapıyor.
Grip
Grip, “İnfluenza virüs” denilen virüslere bağlı olarak ortaya çıkıyor. Grip mikropları damlacık yoluyla bulaşıyor, öksürük ve hapşırıkla yayılıyor. Belirtiler virüsün tipine göre değişiyor. Bazı durumlarda tablo biraz daha ağır seyredebiliyor ve çocuk kendini daha hasta hissediyor.

Orta Kulak İltihabı (Otit)
Üst solunum yolu hastalıklarıyla birlikte, burundaki tıkanıklık kulağı da etkiliyor ve çoğunlukla orta kulakta enfeksiyon oluşuyor. Enfeksiyon, ağrı ve ateşe neden oluyor. Çocukluk çağında nezle ve gripten sonra en sık görülen hastalık grubunu oluşturuyor. Üç yaşına kadar olan çocukların üçte ikisi en az bir kez orta kulak iltihabı geçiriyor. 10 yaşından sonra bu sıklık azalıyor. Orta kulak iltihabı okula devamsızlığın en önemli nedenlerinden biri oluyor. İşitme kaybına yol açma tehlikesi nedeniyle bu rahatsızlığı önemsemek gerekiyor. Sıklıkla nezle ve grip enfeksiyonları nedeniyle meydana gelen orta kulak iltihapları, geniz etinin büyük ve orta kulağın havalandırma borusu olan östakinin daha kısa, düz ve geniş olmasından da kaynaklanabiliyor.
Sinüzit
Alın kemiği, üst çene kemiği ve burun etrafındaki kemiklerin içindeki hava dolu boşlukların iltihabına sinüzit deniyor. Üç yaşına kadar olan çocukların yüzde 6-13’ünün sinüzit geçirdiği biliniyor. Çocuklar üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdiğinde ve direncin düşmesiyle bu enfeksiyonlar ağız içerisinde havalanmayı sağlayan boşluklara giden kanalcıkları kapatıyor. Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğazda bademciklerin şişmesi, farenjit geçirilmesi sinüslerin havalanmasını engelliyor. Dolayısıyla kapalı alanlarda enfeksiyon gelişiyor.
Farenjit
Farenjit, kışın en çok görülen hastalıklardan biri. Çoğunlukla viral kökenli olsa da bakteriyel de olabiliyor. Vücut direnci, soğuk algınlığını yenemediği zaman ortaya çıkıyor.

Akut Faranjit (Tonsilit)
Damlacık yoluyla bulaşan akut faranjit öksürük, burun akıntısı, ateş ve halsizlikle başlıyor. Şikayetler giderek artıyor ve çocuğun genel durumu bozuluyor. Zamanında ve doğru tedavi edilmezse bademciğe bağlı orta kulak iltihabına, streptekoklara (bulaşıcı ve daha çok bademcikte bulunan mikrop türü) bağlı bir enfeksiyon ise kalp romatizmasına yol açabiliyor.

Larenjit
Larenjit, krup ve halk arasında kuşpalazı olarak da biliniyor. Boğaz bölgesindeki lariksin iltihaplanmasına denir.
Bronşiyolit
Enfeksiyonun uç hava yollarını tuttuğu bu hastalık daha çok 6 ay-2 yaş arasındaki çocuklarda görülüyor.
Bronşit
Sık görülen bu hastalık genellikle üst solunum yolu enfeksiyonu yapan virüslerin ana bronşlara yerleşmesiyle ortaya çıkıyor. Dolayısıyla basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu çok nadir de olsa günler içerisinde bronşite dönüşebiliyor.

Pnömoni (Zatürre)
Akciğerdeki hava keseciklerinin iltihaplı bir sıvı ile dolması olarak tanımlanabilecek zatürre, daha çok kalp hastalığı ya da önceden geçirilmiş akciğer hastalığı olan çocuklar ile erken doğumlarda görülüyor. Virüsler ya da bakteriler yoluyla bulaşan bir hastalık olan pnömonide çocukta ciddi bir solunum sıkıntısı ve hasta görüntüsü oluyor. Hastalığa bakteriler neden olursa antibiyotik kullanımı gerekiyor.

Çocuklarda Solunum Yolu Hastalıklarında Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Çocuğun taze meyve suları ve bitki çayları gibi seçeneklerle bol sıvı tüketmesi, ılık banyo ile rahatlatılması gerekiyor. Bu dönemde iştahı olmayan çocuğun yemeye zorlanmaması tavsiye ediliyor
- Mümkün oldukça bulunulan ortamın havalandırılması, serin tutulması ve çocuğun açık havaya çıkartılması da iyileşme sürecini hızlandırıyor
- Hasta çocuk okula gönderilmemeli. Bu konuda okul yönetimi ve aileler gerekli hassasiyeti göstermeli
- Evde sigara içilmemeli
- Viral enfeksiyonlar 3-5 gün içinde iyileşmeye başlar
- İyileşme görülmezse mutlaka bir doktora başvurmak gerekiyor.

Bademcik iltihabında aşağıdaki belirtilerin hepsi veya birkaçı bulunabilir;
- Ateş (39-40 dereceyi bulabilir), üşüme, titreme
- Bademciklerin şiş, kırmızı olması
- Kulak ağrısı
- Boğaz ağrısı
- Yutkunmada zorlanma, ağrı veya rahatsızlık hissi
- Halsizlik, kırgınlık, vücutta yaygın ağrı, eklem ağrıları
- Boyundaki lenf bezlerinde şişme, hassasiyet, ağrı
- Baş ağrısı
- İştahsızlık
- Kötü ağız kokusu
- Ses değişiklikleri
Çocuklarda Bu Belirtilerle Birlikte Ayrıca
- Mide bulantısı
- Kusma
- Karın ağrısı da eşlik edebiliyor.

Üst Solunum Yolları Hastalıkları Tedavi Yöntemleri

Rinit (Nezle)
Hastalığın özel bir tedavisi bulunmamaktadır. Belirtilere yönelik ilaçlar veriliyor. Ağrı ve ateş varsa reçetesiz temin edilebilen şuruplar kullanılabilir.
Ateş, soğuk algınlığına eşlik ettiğinde küçük çocuklara zarar vermeyen ateş düşürücü ilaçlar verilebiliyor. Burun akıntısı ve tıkanıklığına yönelik serum fizyolojik damla ya da spreyler tercih edilebiliyor. Antibiyotiğin yararsız olduğu bu tip rahatsızlıklarda çocuğun bol sıvı alması ve dinlenmesi gerekiyor.

Grip aşısının her yıl grip mevsimi başlamadan önce, Ekim-Kasım aylarında uygulanması öneriliyor. Ancak gecikildiğinde Mart ayına kadar yaptırılmasında fayda oluyor. İlk kez yapılacak ise bir ay ara ile iki doz, daha önceki yıllarda uygulanmış ise bir kez yaptırılıyor.
Grip aşısı, altı ay ile üç yaş arası yarım doz, daha büyük çocuklarda ise tam doz uygulanıyor. Tavuk yumurtasından elde edilen aşının, yumurta alerjisi olanlara yapılmaması gerekiyor.

Orta Kulak İltihabı (Otit)
Antibiyotiklerin tedavide etkin olduğu biliniyor. Komplikasyonları çok önemli çünkü kalıcı sağırlık veya komşu organ enfeksiyonlarına sebep olabiliyor. Örneğin, tespit ya da tedavi edilemeyen otitlerde yüzdeki temporal kemiklerin içindeki hava keseciklerinin iltihabı olan mastoidit komplikasyonu çok sık görülüyor.

Belirtiler üç günden uzun sürer ve şiddetli olursa antibiyotik önerilebiliyor. Sinüzitin tedavi edilmemesi, yeterli dozda ilaç alınmaması sonucu orta kulak iltihabında olduğu gibi beyin ya da kafatası içerisindeki organlara komşu olduğu için menenjit riski bulunuyor. Komşu organların iltihaplarına zemin hazırlamaması için tedavi edilmesi gerekiyor.

Faranjit ve Akut Faranjit (Tonsilit)
Tedavinin mutlaka hekim kontrolünde ve uygun antibiyotikle yapılması gerekiyor.

Larenjit
Soğuk buhar tedavisinden yararlanılıyor. Ses teli iltihapları nefes alma zorluğu yaptığı için mutlaka hekime başvurmak gerekiyor. Orta ve ileri aşamada kortizonlu ilaç tedavisi uygulanabiliyor. Nadiren antibiyotik tedavisi gerekebiliyor.

Bronşiyolit
Kış aylarında özellikle RSV virüsünün yol açtığı bu enfeksiyon 4-5 gün içinde iyileşiyor. Ancak küçük çocuklar bağışıklık sistemlerinin zayıf olması nedeniyle bu tür durumlarda bakteriyel enfeksiyonlara da açık hale geliyor. Hasta çocukların iyi takip edilmesi gerekiyor.

Bronşit
Özgül bir tedavi bulunmuyor. Çoğunlukla kendiliğinden düzeliyor. Balgam sökmeye yardımcı ilaçlar, nefes açıcılar kullanılabiliyor. Mutlaka doktor kontrolü gerekiyor. Klinik seyirde genel durumu bozulan veya iyileşme belirtileri geciken çocuklarda ise (zatürre şüphesi varsa) antibiyotik desteğine başvuruluyor.

Pnömoni (Zatürre)
Solunum yetmezliği bulguları varsa tedavi mutlaka hastanede yapılıyor. Ancak hastanın genel durumu ve klinik bulguları uygunsa hasta belirli aralıklarla kontrole giderek evde takip edilebiliyor.
ACIBADEM SAĞLIK GRUBU
Çocuklarda güçlü bağışıklık sistemi için 9 beslenme önerisi

İçtiğiniz sigara çocuğunuzu hasta ediyor
Yaşamın ilk 5 yılında, normal bir immün sisteme sahip olan çocuklar, özellikle sonbahar ve kış mevsiminde yılda 6-8 kez solunum yolu enfeksiyonu geçirebilir. Sigara dumanına maruz kalmak, üst – alt solunum yolları ve orta kulak enfeksiyonları sıklığında ciddi artışa neden olmaktadır. Özellikle kreşe ve okula giden çocuklarda yılda 6-8 kez üst solunum yolu enfeksiyonu ya da 1-2 kez basit gastroenterit görülebilmektedir. Bu durum çoğu zaman ebeveynlerin endişe ile doktora başvurmalarına yol açmaktadır. Ancak kreşte bulunmak ve sigara dumanına maruz kalmak, yaygın risk faktörlerindendir ve solunum yolu enfeksiyonlarının sayısını yılda 10-12 atağa kadar artırabilir.

Çocuğunuzun bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için…
- Yenidoğan döneminden itibaren tüm aşılarını yaptırın.
- İlk 6 ay sadece anne sütü verin, en az 2 yaşın sonuna kadar da anne sütü verebilirsiniz.
- Düzenli ve sık el yıkama alışkanlığı kazandırın.
- Sağlıklı ve dengeli beslenmesine özen gösterin.
- Rafine olmuş ve raf ömrü uzun gıda maddelerinden uzak durmasını sağlayın.
- Bol sıvı tüketmesini sağlayın.
- Yeterli ve düzenli uykuyu ihmal etmeyin.
- Sigara dumanından uzak tutun.
- Mecbur kalmadıkça kalabalık mekanlara sokmayın.
- Hasta kişi ve çocuklardan uzak tutmaya çalışın.
- Mevsimine uygun giydirin.
- Yaşına uygun ve düzenli spor yapmasını sağlayın.

Hangi besin grupları güçlü bağışıklık sistemi için gerekli?
1. Sebzelerden; brokoli, lahana, kereviz, pazı, turp, ıspanak, soğan, sarımsak…
2. İçerdiği Omega 3 yağları ile balık…
3. Meyvelerden; portakal, mandalina, limon, elma ve içerdiği C vitamini sayesinde kivi…
4. Yoğurt ve kefir gibi içerdikleri probiyotikler ve prebiyotikler ile mayalı besinler…
5. Karides, mantar, dana – kuzu ciğeri, somon ve selenyum içeriği ile ton balığı…
6. A vitamini içeriğiyle; greyfurt, havuç, kuru kayısı, Trabzon hurması, kırmızılahana, pancar, kırmızıturp, yaban mersini ve böğürtlen…
7. E vitamini içeriğiyle; kuruyemişler, zeytin, zeytinyağı ve bazı yeşil sebzeler…
8. Çinko içeriğiyle; kırmızı et, yumurta, süt ve bakliyatlar…
9. Kara mürver, kuşburnu, ıhlamur ve ekinezya, doğrudan antiviral aktivite gerçekleştirirken, bakterilerin yayılmasını önler ve soğuk algınlığını engeller.
Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.
MEMORIAL
Sağlıklı beslenmek okul çağında başlar


KAHVALTIYI ASLA ATLAMAYIN
Şunu hiçbir zaman unutmamak gerekir ki, 5-18 yaş arası çocukların enerji, protein, vitamin ve mineral gereksinimi yetişkinlerden daha yüksektir. Ayrıca metabolizmaları çok hızlı çalışır ve yeni doku yapımının da en hızlı olduğu dönemdir. Bu nedenle sabah, öğlen ve akşam öğünleri çok iyi hazırlanmalıdır. Öncelikle okula giden çocuklar derslerde konsantrasyonunun düşmemesi için mutlaka sabah kahvaltısı yapmalıdır. Ancak kahvaltıda patates kızartması, açma, poğaça, börek gibi yağlı yiyecekler ve kola, gazoz, meyve suyu gibi asit ile şeker içeriği yüksek besinler asla tüketilmemelidir.

ÇOCUKLAR KAHVALTIDA NELER TÜKETMELİDİR?
Çocuklar, belirttiğim sağlıksız gıdalar yerine yerine süt ürünleri, yumurta, peynir gibi protein içeriği yüksek besinlerin yanında sağlıklı karbonhidratlardan tam buğday veya çavdar ekmeği; vitamin ve mineral dengesinin sağlanması için de salatalık, domates ve koyu yeşil yapraklı sebzeler tüketilmelidir. Kahvaltıya alternatif olarak tam buğday ekmeği ile yapılmış peynirli tost ve ayran ya da köy yumurtası ile yapılmış bir menemen veya peynirli omlet çocuklar için sağlıklı olacaktır. Bunların yanında taze sıkılmış meyve suyu, açık çay, tuz içeriği düşük zeytin de verilebilir. Teneffüs aralarında acıktıklarında ise muz, incir, kuru kayısı gibi meyveler ve sağlıklı yağ asitlerini içeren kavrulmamış badem, ceviz gibi kuruyemişler tüketilebilir. İlkokul öğrencileri, 5-6 adet fındık ve 1 su bardağı ayran, ortaokul ve lise öğrencileri de 1-2 ceviz ve 3-4 adet fındık ara öğün olarak rahatlıkla yiyebilirler.

KIZARTMALARDAN UZAK DURUN
Günümüzde çocuklar fast food tarzı yemekleri tüketmeyi oldukça fazla seviyor. Ancak fast foodlardan, kızartmalardan ve paketlenmiş gıdalardan çocukları uzak tutmak çok önemli. Bunlar yerine tam buğday ekmeği ile yapılmış ızgara veya haşlama tavuklu sandviç, peynirli domatesli sandviç, ızgara köfte, kuru baklagillerle yapılmış yemekler tercih edilmelidir. Yemeklerin yanına salata, ayran, kefir veya yoğurtta mutlaka eklenmelidir. Bunun yanı sıra çocukların günlük 2 litreye yakın su tüketmelerini sağlamak önemlidir.
SÜT YERİNE SÜT ÜRÜNLERİ TERCİH EDİN
Eskiden gelen bir alışkanlık olan çocukların süt tüketmesinin artık sağlıklı olmadığını biliyoruz. Çünkü sütün içeriğinde bulunan kazein ve bazı proteinlerden ötürü bağırsak duvarında intolerans dediğimiz yani alerjik reaksiyonlar ortaya çıkıyor. Bunun yerine okul çağındaki çocukların yoğurt, ayran, kefir ve peynir gibi ürünleri tüketmelerini öneriyorum. Ayrıca beyin gelişiminde çok etkili bir besin olan çekirdekli siyah üzüm de mutlaka çocukların beslenme listesine alınmalı. Ayrıca dikkat edilmesi gereken diğer önemli unsur ise çocukların beslenmelerinin saat 18.00 ila 19.00’dan önce bitirilmesidir. Bu saatlerden sonra çocuklarınıza yemek yedirmemeye özen gösterin.
BUĞRA ADİL BUYRUKÇU