logo

Gül sunan bir elde daima bir miktar gül kokusu kalır.

YAKIN DA

1850’li yıllar, tüm ABD’de işçi hareketlerinin yükseldiği yıllardır. Sanayi işçileri olağanüstü zor koşullar altında çalışmaktadır. Bu zorlu koşullarda New York’ta 40 bin tekstil işçisi direnişe geçer. Başlıca talepleri; 16 saatlik iş gününün 10 saate indirilmesi, insanlık dışı çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerin yükseltilmesi, kadın işçilerin eşit haklara sahip olmasıdır.

İşçilerin yoksul semtlerden başlayan yürüyüşleri kenti boydan boya geçerek zenginlerin oturduğu mahallelere doğru yönelir. Bu mahallelerden geçerken polis, grevcilere acımasızca saldırır. Bu saldırı sonucu direniş kırılır. Grevin ardından tekstil ve tütün sanayiinde birbiri ardı sıra başka grevler patlak verir.

1857 New York’unda, tekstil sektöründeki bir grup kadın işçinin düşük ücretlere ve çalışma koşullarının düzeltilmesine yönelik protesto gösterilerinde bulunduğu ve fabrika yangınında 129 kadın işçinin hayatını kaybettiği yaygın bir kabuldür.

8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Bu grev esnasında polis işçilere saldırdı ve onları fabrikaya kilitledi. İşçilerin fabrikaya kilitlenmesinin ardından çıkan yangında, işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. Ölen işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.

8 Mart 1908’de New York’ta çoğu sosyalist olan kadın işçilerin öncülüğünde sendikal haklar ve kadınlara oy hakkı talepleriyle miting düzenlendi.

08.03

Dünya Kadınlar Günü ya da diğer adıyla Dünya Emekçi Kadınlar Günü, 100 yılı aşkın süredir birçok ülkede kutlanıyor. Dünya Kadınlar Günü’nün kökleri, işçi hakları hareketlerine dayanıyor ve 8 Mart Birlemiş Milletler tarafından da kabul ediliyor.

Clara Zetkin bu konuşmayı Kopenhang, Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı’nda yaptı ve konferansta bulunan 17 farklı ülkeden 100 kadın Zetkin’in önerisini oybirliğiyle kabul etti.

Dünya Kadınlar Günü’ne dair ilk uluslararası etkinlikler ise 1911’de Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de düzenlendi. 1975’te BM Dünya Kadınlar Günü’nü kabul etti ve her yıl için özel bir tema belirlemeye başladı.

Günümüzde Dünya Kadınlar Günü, tüm dünyada kadın haklarına dikkat çekmek, kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarını vurgulamak için kutlanır.

Dünya Kadınlar Günü için belirli bir tarih yoktu, Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1971’de Rus emekçi kadınlar “Ekmek ve barış istiyoruz” sloganları ile dışarı çıkmıştı.

Eylemlerin dördüncü gününde Rus Çarı tahttan indirildi ve kurulan geçici hükümet kadınlara seçme hakkı verdi.

Rusya’daki kadın eylemlerin başı Jülyen takvimine göre 23 Şubat’tı. Dünya genelinde daha yaygın biçimde kullanılan Miladi takvime göre bu tarih 8 Mart’ta denk gelir.

2*0*2*3

Kardelen (Galanthus) kışın en soğuk günlerinde bembeyaz çiçekleriyle saksıları süsleyen soğanlı bir bitkidir. Kardelen, karın toprakla buluşmasıyla kendini gösterir. Kelime anlamı olarak “ kara benzeyen süt çiçeği” de denmektedir. Kar beyazı çiçeğiyle büyüler. Nergisgillere ait bir türdür. Botanikçiler soğanlı menekşe olarak isimlendirir. Yine botanik bilimindeki adıyla Galanthus Nivalis olarak isimlendirilmiştir. Kar dışında su üstünde de yaşayabilmekte ve çiçek açabilmektedir.

Kum ve humusça zengin toprakta yetiştirebilirsiniz. Bahçenizin güneşli ya da yarı gölge bir bölümünde yetiştirebilirsiniz. Ocak sonundan nisana kadar çiçeklidir. Soğuğa oldukça dayanıklıdır. Güzel çiçeklerini karın altındayken bile gizlemez. Her üç yılda bir yerlerinden sökün ve yavru soğanları ayırın. Aksi durumda çiçeklenmesi azalır. Soğanların bozulduğunu fark ettiğiniz zaman topraktan çıkarın ve alandan uzaklaştırın.

Baharın mis kokulu, yazın rengarenk çiçeklerini özlediniz bile belki. Ama önümüz kış. Soğuk günler bizi bekliyor. Ve imdadımıza soğuk seven türler yetişiyor. Bunların başında da, asil duruşuyla bahçeye, saksıya heykelsi bir hava katan soğuğa karşı en dayanıklı bitkilerden kardelen geliyor. Kar, fırtına ona vız geliyor.

Eksi 15 dereceye kadar dayanıp, gelişim gösterebilir. Genellikle yüksek yerleri seven kardelen, ocak ayından mart sonuna kadar çiçek açıyor ve arılarla tozlaşıyor. Baş aşağı duran çiçekler, sahip oldukları nektarla arıları kendilerine çekiyor ve arılar nektarı almak için çiçeğe değdiklerinde kavuniçi renkli polenlerini döküyor.

Karların altından yüzünü gösteren kardelen, narin ve kırılgan görünmesine rağmen çok güçlüdür. Asil duruşuyla kışın en soğuk zamanlarında bahçenin en sadık dostudur.

KASIM 2022

Su stresi verimi, büyüme ve gelişmeyi etkilemesine karşın çiğdemde sulama gereksinimi düşüktür. Bitki soğuk kışları atlatabilir, kısa süre kar altında kalabildiği gibi -10 C’lik donlara da  dayanabilir. Yarıgölge ve aydınlık yerleri tercih ederler. Yaza doğru bitkinin yaprakları kurur ve soğanlar yaz boyunca toprak altında uyku halinde kalırlar.

Çiğdem çiçeği hiç beklenmedik yerlerde açar. Çiğdem çiçeği kokusu ve görüntüsüyle herkesi kendine aşık eder. Görsel güzelliği birçok ev eşyasına ilham olan çiğdem çiçeği motifleri her yerde kullanılır.  Özel bir bakım istemediği için hemen hemen herkesin sahip olabileceği çiçeklerden biri çiğdemdir. Yaprak boyuna dikkat edilerek alınan bir saksıda rahatlıkla yetişebilir. Günde bir kez toprağı ıslatacak kadar sulanması büyümesi için yeterli olur. Zaman zaman toprağın havalandırılması veya değiştirilmesi çiçeğin daha sağlıklı büyümesini sağlar.

Çiğdem çiçeği fazla su depolama özelliğine sahip değildir. Bu nedenle günde bir kez sulanması gerekir. Ancak alınan fazla su miktarı çiçeğe zarar verebileceği için az miktarda sulanmalıdır. Genellikle toprağı ıslatacak kadar su kullanılması çiçeğin büyümesini sağlamaktadır. Ayrıca damlama yöntemiyle sulama yapan aparatlar saksıya yerleştirilerek kullanılabilir.

Çiğdem çiçeğinin kendine ait pek çok özelliği bulunur. Çok yıllık bitkilerden olan çiğdemler, Akdeniz’de rahatça yetişebilir. Bahar mevsimlerinde açarak mevsim değişikliklerini haber verirler. Yeşil ve uzun yaprakları sayesinde kendilerini dış etkenlerden korurlar. Mor, sarı ve pembe renk seçenekleri vardır.

Pieris japonica. Andromeda japonica/ Pieris japonica (Japon Lavanta fundası) Japonya kökenlidir. Dikine büyür, geniş yapılı ve gevşektir 3 m boy (10 cm/ y) ve geniş bir tepe (2m ø da- 10 cm/y) oluşturur. Yavaş gelişir. Hep-yeşil yapraklan 8-9 cm uzun kenarları hafif dişli, ters yumurta-mızrağımsı biçimli, üstü koyu- yeşil altı açık, çok parlak, sürgünleri ekseriya kırmızımsıdır Şubat-Mart (Nisan-Mayıs) içinde açan çiçekleri sarkık formlu, beyaz-krem. beyaz (beyaz-pembe) renkli, çiçek kurulu 15 cm uzun salkım (başak) durumludur. Yarıgölge – gölge yerlerde, taze ve asidik topraklarda yetişir, kirece duyarlıdır, taze (nemli) hafif, humuslu (çürüntülü) topraklarda iyi gelişir mineral gübreye karşı duyarlıdır. Rüzgâra karşı korunaklı ve yarı gölge yerlerde gelişmesi daha iyidir. Çevre düzenlemelerinde soliter, grup halinde yada siper altında alt tesis olarak ve kenar tarhlarında kullanılır.
Japonya, Çin ve Asya’nın güneyinde yetişir. Güzel kokulu çiçekleri, gösterişli meyveleri ve parlak yeşil, güzel yapraklan için yetiştirilir. Çiçekleri krem rengi, meyveleri ise parlak kırmızıdır. 10-12cm uzunlukta ve 3-4cm genişlikteki oval yaprakları üstte açık-yeşil altlarda sarımsı-yeşildir. Örnek çalı, gölgeli kısımlarda bordur ya da kap bitkisi olarak kullanılır. Killi topraklarda da yetişirse de, nemli ve kumlu topraklarda en iyi gelişmeyi sağlar. Asit topraklar yetişmeleri için uygundur. Sık ve düzenli sulama yapılmalıdır. Budamaya gerek duymaz ancak şekil budamasına elverişlidir. Yazın dikilen çeliklerle üretilirler.
Her dem yeşil, çalı formlu bitki çeşididir. 1-2 metre boylanabilmektedir. Gölgeli ve yarı gölge alanlar güneşin dik gelmediği ortamlar büyümeleri için uygun ortamlardır. İlkbaharda açan çiçekler sonbaharda bütün kış üzerinde duran meyvelere dönüşür. Verimli ve asitli toprakları severler. Skimmia japonica

Güneş şapkası çiçeği yani Rudbekya çiçeği (Rudbeckia hirta) papatyagiller ailesindendir. Otsu bir bitki cinsidir. Rudbeckia çiçeğinin yetiştirilmesi kolaydır.  Sarı çiçekleriyle dikkat çeker.

  • Rudbeckia çiçeği, güneşli ortamları seven bir bitkidir. Aydınlık, gün ışığından bolca faydalanabileceği bir yere konumlandırılmalı ya da dikimi gerçekleştirilmelidir.
  • Toprak özelliği konusunda seçici değildir. Hemen hemen her özelliğe sahip toprakta yetişebilmektedir. Nemli topraklarda yaşamayı sevdiği için su tutumunun fazla olduğu topraklarda daha sağlıklı ve mutlu gelişim gösterir. Kil oranı yüksek topraklarda su tutulumu fazla olur. Bu özellikte ki topraklar önceliğiniz olabilir. 
  • Soğuk havaya ve kuraklığa karşı dayanıklı bir bitkidir. Bu nedenle bakımı konusunda çok üzmeyen nadir bitkilerden biridir desek pek yalan olmaz.
  • Bulunduğu yerde bir sonraki ilkbahar kendini yenileyerek yeniden filizlenir. 
  • Sarı çiçeklere sahip olan Rudbeckia çiçeği uzun yeşil saplar üzerinde yerini alır. 

Güneş şapkası çiçeği bahçe içerisinde hızla yayılabilme özelliğine sahiptir. Görüntüsü ayçiçeğini andırır. Ayçiçeği ile aynı ailedendir. Her ikisi de Asteraceae ailesinin üyeleridir. Kuşlar, arılar ve kelebekleri cezbedici özelliğe sahiptir. Anavatanı Kuzey Amerikadır. Süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Çok yıllık bitkilerdir. Ortasında siyah bir yapı vardır.

Kasımpatı papatyagiller familyası türleri arasında yer alır. Birbirinden güzel ve farklı renklere sahip olan Kasımpatı çiçeği kat kat görünümlü taç yapraklara sahip bir bitki türüdür. Latince adı ‘chrysanthemumolan’ ve ‘krizantem’ adıyla anılan kasımpatı, sonbahar aylarına renk katan ender çiçeklerin başında gelir.  Kasımpatı olarak adlandırılmasının nedeni, renkli çiçeklerin çoktan solduğu ya da öldüğü kasım ayında aniden açması olarak görülür. Kasımpatı cenaze çiçeği olarak da ifade edilmektedir. Aynı zamanda Kasım ayında sebepsiz çıkan Kasımpatı çiçekleri iyimserliği de çağrıştırmaktadır. Yakını ölen bir kişinin evine kasımpatı çiçeğinin götürülmesi ise ‘İyimserliğini kaybetme’ anlamına geldiği söylenmektedir.

Kasımpatı çiçeği ne soğuk ne de çok sıcak ortamları sever. İdeal olan ortam direk güneş ışığına maruz bırakmadan ışığa doğru büyümesi daha doğru olur. Kasımpatı çiçeğini evde yetiştirmek isterseniz, kökten ayırma ya da tohum ekme yöntemleriyle çoğaltabilirsiniz.

Kış aylarının sonunda, bahar aylarının başında kasımpatı tohumlarını ekmek için en  ideal zaman olarak bilinir. Kasımpatı çiçeğinin tohumlandırmak için torfun üstüne tohumlar atılarak ve sonrasında 1 cm torfla kapatıp dikimini yapabilirsiniz. Diktikten hemen sonra su vermeyi unutmayın.

Saksıda kasımpatı çiçeğiniz varsa ve kökünden ayrılan bir kısım bulunuyorsa ayrılan kısmı ayrı bir saksıya dikerek bu şekilde de çoğaltma işlemini gerçekleştirebilirsiniz. Özellikle mayıs ayı, kökten çoğaltma işlemi için en ideal ay olarak bilinir.

Kasımpatı çiçeğinin tohumlarını ektikten sonra yaklaşık 20 gün içerisinde çimlenmeye başlar. Çiçeğin çimlendirme işlemini hızlandırmak isterseniz toprağın üstünü streç filmle kaplayıp, streç filmin üstüne birkaç delik açın. Çimlenme için en ideal ortamı sağlayan streç sayesinde kasımpatı çiçeği daha hızlı gelişecektir.

En özel ve beğeni toplayan kasımpatı çevreye kısa süre içerisinde geniş bir ferah koku yaymasından dolayı insanı zinde tutan ve rahatlatan çiçeklerden biri olarak bilinir. Kasımpatı çiçeğinin birçok farklı renkleri olduğu için her birinin ayrı anlamları bulunuyor. Beyaz kasımpatı bolluğu ve masumiyeti temsil ederken, pembe kasımpatı şefkat ve sevgiyi temsil eder. Sarı kasımpatı sıcaklık ve sevgiyi temsil ederken mor kasımpatı ise asaleti simgelediği biliniyor. Kasımpatı çiçeği dünya genelinde 30 farklı türe sahip olan çiçeklerden biridir. Görsel olarak ise oldukça hoş bir yapısı bulunuyor aynı zamanda değişik özellikleri de bulunur. Küçüklü büyüklü papatya görünümüne sahip ve katmerli bir yapısı bulunur ve düğme şeklini alır. Ayrıca irili ufaklı katmerli olan yapıları bulunuyor.

Kasımpatı çiçeği bolluk anlamı taşır. Bir saksısında yüzlerce çiçeği olabilen kasımpatının bir dalında ise birden fazla çiçeği olması bolluk ve bereket anlamına gelir.

Kasımpatı bakımı için güneş ihtiyacı da önemlidir. Güneşli ve yarı gölge ortamlarda bakılmayı sever.

Kuruyan çiçeklerini makas yardımıyla temizlediğinizde daha iyi gelişim gösterecektir.

Toprağının nemli olmasını ister. Fakat nemli olması demek toprağın ıslak kalması anlamına gelmez.

Kasımpatı (krizantem), 50–150 cm kadar büyüyebilir. Büyük çiçek başlarına sahip sarı, turuncu, kırmızı, beyaz renkleri mevcuttur.
Kasımpatı tohumlarını ocak ayından mart başına kadar gerçekleştirebilirsiniz. Çimlenme süreci hızlıdır. Çiçeklenme süreci ise yaz mevsimi boyunca gerçekleşir.
Aydınlık alanları oldukça seven hercai çiçeği, doğrudan gün ışığına maruz kaldığında yapraklarında solmalar ve kurumalar ile karışabilmektedir. Hercai bitkilerinin yansıyan gün ışığandan faydalanması tavsiye edilir. Hercai çiçeğinizin gelişimi için besleyici bir toprak kadar saksı seçimi de büyük önem taşımaktadır. Hercai çiçeğinin kökleri uzun değildir bu sebeple uygun genişlikte bir saksı seçimi çiçeğinizin saksı içerisinde bulunan besinlere daha kolay ulaşmasını sağlayacaktır.  Aynı zamanda hercai çiçekleri yatay olarak genişleyen bitkilerdir. Bu sebeple derin saksı seçimleri hercai çiçekleriniz için uygun olmayacaktır. Hercai çiçekleri bakımları doğru yapıldığı takdirde uzun ömürlü bitkilerdir. Hercai çiçeklerinin dünya genelinde 500’e yakın türü bulunmaktadır. Dünyanın hemen her yerinde sıkça yetiştirilen hercai çiçeklerinin Türkiye’de yetişen yalnızca birkaç türü bulunmaktadır.

Hercai çiçeği, menekşe çiçeğinin bir çeşididir. Süs bitkisi yetiştiricilerinin favorisi olan hercai çiçeği, yetiştirildiği ortama kolaylıkla uyum sağlamakta ve detaylı bir bakım istememektedir. Kendi halinde büyüyebilen bir bitki türü olarak öne çıkan hercai çiçeğinin daha sağlıklı ve hızlı gelişmesi için bazı standartların uygulanması gerekmektedir. Hercai menekşeleri düzenli olarak sulanmalıdır. Kuruyan ve hastalanan hercai çiçeklerinin en büyük sebebi çiçeğin yeterli miktarda ve düzenli olarak sulanmamasıdır. Hercai çiçeğinizin hastalandığını ve parlak görünümünü kaybettiğini düşünüyorsanız sulama düzenini değiştirmeyi denemeniz önerilmektedir. Ancak hercai çiçekleri yoğun sulamayı sevmemektedir. Bu sebeple çiçeğinizin sulama düzeni uygun ayarlanmalı ve düzenli şekilde tekrar etmelidir.

Hercai çiçekleri kendi halinde büyüyebilen süs bitkileri olsa da dışarıdan destek alan hercai bitkileri hızla büyüyebilmektedir. Gübre kullanımı ile desteklenen hercai çiçeği toprağınız bitkinizin yetiştirtilmesi için muhteşem bir yol olacaktır. Hercai çiçeği bitkinizin daha fazla çiçek açmasını ve sağlıklı çiçeklenmesini sağlamak için kuruyan yapraklarının ve kuruyan çiçeklerinin düzenli olarak temizlenmesi büyük önem taşımaktadır.

Hercai menekşeleri, bilinen ismiyle hercai çiçekleri, yapraklarında adeta bir yüz ifadesi barındıran çiçeklerdir. Serin havaları oldukça seven hercai menekşeleri hem ilkbahar hem de sonbahar aylarında rengârenk çiçekleri ile göz kamaştırmaktadır. Hercai menekşeleri kalp şeklini anımsatan üst üste binen yapraklara geniş parlak çiçeklere ve desenlere sahiptir. Doğru bakım koşulları sağlanan hercai çiçekleri neredeyse yıl boyunca renkli çiçeklerini koruyabilmektedir.
Helleborus çiçeği sonbahar aylarında çevreyi renklendiren çiçeklerin başında geliyor. Zehirli güzellik olarak da anılan Helleborus aynı zamanda akıl sağlığını, kanserli hücreleri de iyileştirme özellikleri ile sağlık alanında da olumlu etkiler gösteriyor. Aralık ayında çiçek açmaya başlayan Helleborus bitkisinin ekimi ise Mart ve Nisan aylarında yapılabilir. Uzun ömürlüdür ve her daim yeşil kalmayı başarır. Genellikle serin yerleri sever
Sonbahar aylarına renk katan bir diğer çiçek de Kamelyalardır. Kokusuz ve dört farklı renk de (kırmızı, pembe, beyaz ve ebruli) çiçek açan uzun ömürlü bir bitkidir. Görünüşleriyle gülü andıran Kamelya, kokulu bitkilere alerjisi olan insanlar tarafından oldukça ilgi görmektedir.Ilıman ama sıcak olmayan ofiste, evde, balkonda yetiştirilebildiği gibi sınır bitkisi olarak da yetiştirilebilir. Kısacası, ektiğiniz her yerde kısa sürede yer edinebiliyor. Bakımı zahmetli olmasa da toprak bakımından tercihini humuslu, organik, drenajlı, asitli ve kireçsiz olanlardan yana yapar. Sulama işlemi, toprak kurudukça yapılmalı; toprak hafif nemli kalmalıdır. Çuha çiçeğinde olduğu gibi budama işlemi solan çiçek üzerinde yapılmalıdır. Çiçeklenme zamanı genel olarak kasım ayından bahara kadar sürer.
Anavatanı Kuzey Amerika olan Çuha çiçeği, 17. yüzyılın başlarında Avrupa’ya getirilmiştir. Çuha bitkisi, beyaz, sarı ve pembe olmak üzere üç renkte çiçek açan, büyük başlıklı bit bitkidir. Tohumları Mayıs ve Temmuz ayları arasında atılan ve çiçeklenme süresi 24-28 haftaya kadar süren uzun ömürlü bir bitkidir. Bu nedenle daha çok ilgi görür.
Selozya: Horoz çiçeği olarak da bilinen bu çiçek sonbahar favorileri arasındadır. Yeşil, sarı, turuncu, pembe ve kırmızı renkleriyle buketlere güzellik katar.
Güneş ve ışığı çok seven ve yarı gölgeye dayanlıklı olan Abelya, kelebeklerin ilgi gösterdiği tek mevsim çiçek açan bir bitkidir. Humuslu ve geçirimli topraklarda yetiştirilen Abelya bitkisi, beyaz ve pembe olmak üzere iki renkte çiçek açar. Ağır killi ve pH değeri yüksek topraklarda yetiştirilmemesi önerilir. Anavatanı Çin ve diğer ismi ‘Güzellik Çalısı’ olan Abelya, sonbahar aylarında kahverengi ve kırmızıyı andıran renklerde çiçek açar. Budama ile şekil verilebilir. Aşırı don olaylarında korunmalı aksi takdirde don olaylarına karşı dayanıklılık gösteremeyebilir. Ekimi erken ilkbahar aylarında yapılır.
İnsanlar sonbahar aylarından dökülen yapraklar ve sonbahar yağmurlarının kasvetli havasına kucak açarken yaz aylarına veda eder. Birçok insan çiçeklerin sadece bahar ve yaz aylarına özgü olduğunu düşünerek büyük bir yanılgıya düşerler. Sonbahar aylarında güz bahçenizde yer alacak sarı, turuncu, kahverengi, beyaz ve daha birçok renkli çiçeklerle kasvetli havayı biraz olsun dağıtabilirsiniz. Yani, güz bahçeniz bahar aylarında olduğu gibi renk cümbüşüne dönerek etrafa mis kokular yayabilir.

Evinizde saksıda gül yetiştirmek için dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta doğru saksı seçimidir. Drenaj deliklerin olan saksılar, saksıda gül yetiştiriciliği için en uygun modellerdir. Güllerinizin su tutma kapasitelerini attırmak amacıyla kaliteli saksı karışımları ile güllerinizin topraklarını zenginleştirmeniz sağlıklı ve uzun ömürlü güllere sahip olmanızı sağlayacaktır. Saksıda gül yetiştirmek için saksı toprağınızın su dengesini düzenli olarak kontrol etmeniz gerekmektedir. Saksı gülünüzün toprağı nemli, ancak ıslak olmamalıdır.

Daha fazla çiçeklendirme için saksı güllerinizin toprağını sık sık vitamin ve mineral açısından zengin besin takviyeleri ile beslemeniz gerekmektedir. Saksı gülünüzü gübrelemek de güllerinizin çiçeklendirmesini arttıracak ve besleyecektir. Saksı güllerinizi dönemsel olarak budamanız ve şekil vermeniz hastalıkları kontrol etmeniz açısından önem taşımaktadır. Aynı zamanda saksı bitkinizin istediğiniz boyutlarda kalmasını da sağlayacaktır. Saksı güllerinizin çiçeklerinde azalma ya da çiçeklenmeme fark ederseniz gülünüzü daha büyük bir saksıya aktarabilirsiniz.

Saksılarınızı şenlendirecek güller için önemli olan doğru gül çeşidini tercih etmektir. Bu sayede evinizde de rahatlıkla gül yetiştirebilirsiniz. Evinizde yetiştireceğiniz gül çeşitleri için; süreliği kokulu, hastalıklara dayanıklı çeşitler seçmeniz fayda sağlayacaktır. Büyük çalı güllerin yanı sıra saksılarınızda yetiştirmek için daha küçük gül çeşitlerine yönelebilirsiniz.
Güller yetersiz ışık, bakımsızlık, yanlış sulama gibi nedenlerden dolayı kuruyabilmektedir. Bu güller saksınızın içinde kötü bir görüntü oluşturacaktır. Kuruyan güllerde sağlıksız görünen dallar ana köke zarar vermeden alınmalıdır. Eğer bu sağlıksız dallar kesilmezse tüm güle zarar vererek bitkinizin çürümesine neden olacaktır. Sadece sararma varsa kesilme için biraz beklenebilir çünkü bazen çiçekler anlık değişimler yaşamaktadır. 

Çeltikle çoğaltma yöntemi gül çoğaltmada oldukça sık kullanılan bir yöntemdir. Çeltik yöntemi kasım ayından mart ayına kadar uygulanabilmektedir. Yaz aylarında ise köklendirme oranı azalmaktadır. İşlemin temel mantığı kültür çeşitlerinden alınan odunsu çeltiklerin çeşitli ortamlarda köklendirilerek yeni güller elde edilmesidir. Çeltiğin sağlıklı bir gülden alınması çok önemlidir. 1 veya 3 gözlü çelikler alındıktan sonra elde edilen fidan köklendirme hormonuna batırılır. 21 derece sıcaklık olan bir ortamda perlit veya kum gibi maddelere 3, 7 cm olacak şekilde aralıklarla dikilir. Köklenme hemen hemen bir buçuk ay sürecektir. Köklenme işlemi gerçekleştikten sonra hemen kökleri toprağa aktarmalısınız. Çukurlara kökler ekildikten sonra yepyeni güllere kavuşmuş olacaksınız. 

En kesin sonuçlu çoğaltma yöntemi ise aşı ile çoğaltma yöntemidir. Aşı için anaç ve damızlık fidana ihtiyacınız var. Anaç fidan üzerine aşı yapılacak fidana denmektedir. Kendisinden aşı kalemi alınan fidan ise damızlık fidandır. Çeşitli mevsimlerde yapılan çeşitli aşı türleri bulunmaktadır. Gülü çoğaltmak için sağlıklı bir fideye ihtiyaç vardır. Fidelerimiz çoğalmaya tamamen elverişlidir. Sitemizden istediğiniz çeşitte gül fidesine ulaşabilirsiniz.

Güllerinizi çoğaltarak ister hediye edebilir ister başka saksılara koyarak evinizin farklı yerlerine koyabilirsiniz. Bir gülden birçok gül elde edebilirsiniz.  Peki gül fideleri nasıl çoğaltılır. 3 farklı gül çoğaltma yöntemi bulunmaktadır. Bunlar tohumla çoğaltma çeltikle çoğaltma ve aşı ile çoğaltmadır. Tohum ile çoğaltma yöntemi daha çok ıslah çalışmalarında kullanılır. Güllerin tohumları sert olduğu için toplanır toplanmaz çimlenmeye hazır değildir. Tohumlar nemli yosun içinde 4 derecede 4, 6 ay dinlendirildikten sonra çoğaltılır.

Gülünüzün ihtiyacı olan su miktarı ve sulama aralığı bulunduğu mevsime göre değişecektir.  İçerde bulunan güller için özellikle bu konu çok önemlidir. Kış dönemi güneş ışığı yoğunluğunun az olduğu bir dönemdir. Bu dönemde iki günde bir defa yarım çay bardağı su verilmelidir. Bahar döneminde yine iki günde bir defa fakat bu sefer yarım yerine tam çay bardağı su verilmelidir.

Her bitkide olduğu gibi güller için de sulama işlemi çok önemlidir. Bahçenizde gül ve evde yetiştirdiğiniz gül arasında farklar vardır. Peki saksıda yetişen güllerin sulama işlemi nasıl olmalıdır? Saksıda yetiştirdiğiniz güllerin öncelikli olarak toprağın neminin kontrol edilmesi gerekir çünkü bitkiler kökleri sayesinde hayata tutunurlar. Dış etkenler kadar toprak yapısı önemlidir. Döktüğünüz suyun ise oda sıcaklığında olması lazımdır. Suyu döktüğünüz zaman saksının her yerine eşit dağıldığına dikkat ederseniz gülünüz daha sağlıklı bir biçimde sulanmış olacaktır.

Gül budama işlemi çok önemlidir. Budama işlemi zamanında yapılmazsa bitkileriniz kötü bir hal alır. Zamanlamayı iyi planlamak ise önemlidir güller kış uykusundan uyanmadan hemen önce budanmalıdır. Havaların soğuduğu kasım aylarında budama yapmak sakıncalıdır. Daha ılık olan nisan gibi aylar tercih edilmelidir. Düzenli budanan güller güzel ve sağlıklı bir görüntü oluştururlar. Bahçenizin ve evinizin bakımı görünmesini sağlarlar.

Güllerin budanması çok önemlidir çünkü budanmadığı zaman aşırı büyük, odunsu görüntüye sahip olacak ve hastalıklara duyarı artacaktır. Her yıl gülünüzdeki hastalıklı, zayıf veya yaşlı olan sürgünleri çıkarmanız gerekmektedir. Yoksa budanmamış dallar tüm gülünüzü kaplayarak bitkinizi öldürecektir. Bahçenizdeki güller için en uygun budanma zamanı, güllerin dinlenmeye bırakıldığı zamandır. Yani bu zaman sonbahar sonu ile kış bitimi arasındaki zamandır. Bu zamanda gül bitkisinin yaprakları azalır ve çiçeklenmesi durur. Bu şekilde açığa çıkan fazlalık dallar kolaylıkla budanabilir. 

Bahçeleri süslemek için kullanılan çeşitli renklere sahip gül bitkisi çoğu ev sahibinin tercihinin başında gelmektedir. Yıllardır en özel günlerimizde bize eşlik eden gülleri artık bahçenizde istediğiniz gibi yetiştirebilirsiniz. Gülleri evinizde de kolaylıkla büyütebilirsiniz. Bakımına özen gösterildiği zaman yetişmesi çok kolaydır. Gül narin bir çiçek gibi görünse de aslında çok güçlü bir bitkidir. Aşırı sıcak veya aşırı soğuklar olmadığı sürece doğru bakımla sağlıklı bir şekilde yetişecektir. Tabii her bitki gibi yeterli sulama ve gübreleme yapılmalıdır. Güzel güller yetiştirmek için bitkilerinizin suya ihtiyacı vardır. Özellikle yaz aylarında sık sulama yapmanız güllerinizin kurumasının önüne geçecektir. Gübreleme olarak ise yılda bir veya iki defa gübre uygulamak gerekebilmektedir. 

Bu bitkinin ikinci adı ceset çiçeğidir. Oldukça komik görünümüne rağmen, çiçeğin böyle bir isme yol açan bir takım özellikleri vardır. Amorphophallus, tahmin edebileceğinizden daha az sıklıkta çiçek açar – sadece 20-40 yılda bir, sadece birkaç gün çiçek açar. Ve bu eylemin tüm tanıklarını da özel bir şekilde ödüllendiriyor – çok keskin ve zehirli bir çürük et kokusu. Bu arada, son zamanlarda İsviçre Botanik Bahçesi’nde açan en uzun çiçeğin yüksekliği 2.27 metreye ulaştı.

Ne yazık ki, 1992 yılına kadar bitkinin tüm izleri yok oldu ve neslinin tükendiği ilan edildi. 1994 yılında, erişilemeyen kayaların üzerinde bir dağcı tarafından bir örnek keşfedildi ve tür hayata döndürüldü. Laboratuvarda “yayıldı” ve tohumlar Cebelitarık Botanik Bahçeleri’nin yanı sıra Londra’daki Kraliyet Botanik Bahçeleri’ne ekildi.

Bu bitki özellikle nadirdir ve yalnızca Cebelitarık’ın yüksek kayalıklarında bulunur. Çiçeğin 1980’lerde tüm bilim topluluğu tarafından soyu tükenmiş olarak kabul edildi, ancak Cebelitarık Botanik Rezervi’nden uzmanlar birkaç örneğin hala doğada yaşadığını keşfetti.
Bu ağaç “çay” ailesinin bir parçasıdır, ancak türünün tek temsilcisi ve çok nadir çiçekli bir bitkidir. Ağaç, Gürcistan’daki Altamaha Nehri Vadisi’ne özgüydü, ancak 19. yüzyılın başlarından beri vahşi doğada neslinin tükendiği ilan edildi. Aslında, bugün bu ağacı yalnızca hevesli bahçıvanlar olan ve vahşi doğada yok olana kadar yetiştiren Bartram ailesi sayesinde biliyoruz. Beyaz çiçekler açan ve sonbaharda yaprakları parlak kırmızıya dönen minyatür bir ağaç bitkisi, günümüzde popüler bir süs bitkisidir. Bugün var olan ağacın tüm “örnekleri” Bartram ailesi tarafından yetiştirilen bitkilerden birinden gelmektedir.

Cosmos Latin Amerika’dan geliyor. Daha önce, bu türün soyu tükenmiş olarak kabul edildi. Ne de olsa, insanlar uzun süre çikolata ve vanilya kokusu olan bir çiçeği topluca kopardılar. Ve tohumların canlılığı düşük olduğundan, bu, popülasyonunu önemli ölçüde azalttı. Ancak bir gün biyologlar yanlışlıkla birkaç kır çiçeği keşfettiler. Bugün yapay olarak yetiştirilmektedir. Cosmea tohumları çok pahalıdır.

Bu küçük ve görünüşte sıradan olmayan çiçek, daha yakından incelendiğinde inanılmaz bir güzelliğe sahiptir. Ana dekorasyonu, koyu mavi damarlı narin bir çikolata gölgesinin kadife yapraklarıdır. Bitkinin çikolata kokusuna sahip olması dikkat çekicidir.

Birçoğu tamamen neslinin tükendiğini düşünüyor, ancak yine de vahşi doğada ortaya çıkıyor. Bugün, nilüferin yaşam alanı Kanarya Adaları’nın çok küçük bir kısmıdır. Botanikçiler bu türü korumak için çok çaba sarf ediyorlar, ancak şu ana kadar somut sonuçlar getirmediler. Bunun nedeni, bitkiyi tozlaştıran ve vahşi doğada büyümesine yardımcı olan nektar kuşlarının Afrika’ya taşınmasıdır. Bugün, bir papağanın gagası, seralarda ve bahçelerde yapay olarak yetiştirilmektedir.

Kanarya Adaları’nda yetişir ve lotus ailesine aittir. Bu güzelliği sadece burada bulabilirsiniz. Çiçeğin adı rengini karakterize eder – sarı ve turuncunun parlak, ateşli renkleri dikkat çeker. Bitkinin ansiklopedik adı benekli lotus’tur.

Strongylodon, Filipinler’de tropikal ormanlarda bulunur. Bu bir liana türüdür. Uzun bir süre, yerel halk, meyve veya çiçek vermediği için işe yaramaz olduğunu düşündü. Ama aslında, yeşim asma şaşırtıcı derecede zengin bir renk yelpazesine sahip çarpıcı çiçeklerle çiçek açar. Dev meyveler gibi uzun saplardan sarkarlar. Her çiçek bir ejderhanın pençesini andırır ve karanlıkta yumuşak mavimsi bir ışıkla parlar. Filipin ormanlarında çok sayıda yaşayan yarasalar, yeşim asmasının nektarıyla ziyafet çekmeyi sever. Ayrıca tozlayıcı görevi görürler.

Strongylodon geniş elli veya yeşim asma, doğanın gerçek bir mucizesidir. Dünyanın en nadide ve en güzel çiçeklerinden birinin ünvanını taşır.
Çiçeğe aracı kırmızısı da denir. Sadece İngiltere ve Yeni Zelanda’da bir serada yetişen, dünyadaki en nadir çiçek. Bitki, büyük pembe veya kırmızı çiçeklerle yılda sadece birkaç hafta çiçek açar.

1854 yılında, bir İngiliz bahçıvan olan John Middlemist, çiçeklere her zaman değer veren ve onları lüks bir eşya olarak gören Çin’e bir geziye gitti. Çin topraklarındaki kısa süreli kalışı sırasında John Middlemist, alışılmadık derecede güzel bir kırmızı çiçek gördü. O güne kadar hiç böyle çiçekler görmemişti. Tabii ki, iyi bir uzman olan İngiliz bahçıvan, doğrudan soyundan hala Büyük Britanya Birleşik Krallığı’nın serasında çiçek açan ve kabul edilen bu güzel ve sıradışı çiçeğin en az bir kopyasını anavatanına getiremedi. dünyanın en nadir çiçeği.

Middlemist kırmızısı – bu çiçeğin bugün bilinen adıdır – anavatanında kökünden sökülmüştür ve bugün dünyanın sadece iki köşesinde çiçek açmaktadır: Birleşik Krallık’ta ve Yeni Zelanda’nın bahçesinde. Uzmanlar, bu iki tek kopyanın günümüze kadar nasıl ayakta kaldığına şaşırıyorlar. Middlemist Red’in İngiliz ve Yeni Zelanda kopyalarının, yalnızca bir zamanlar John Middlemist’e ait olan çiçeklerden birinin bilgisi olmadan satılması nedeniyle hala var olduğu genel olarak kabul edilir.

Dünyanın en nadide çiçeği en son 2010 yılında Londra’nın Chiswick banliyösünde bulunan küçük bir yazlık sarayın parçası olan Chiswick House serasında açmıştı. Chiswick House Baş Bahçıvanı Fiona Crumley’in belirttiği gibi, Middlemist kırmızısı gibi çiçekler, nadir olmaları ve elbette dünya çapında koruma sağlamadaki özel güçlükleri nedeniyle özel dikkat ve özen gerektirir. Birçoğu vahşi doğada pratik olarak bulunmaz, yapay olarak yetiştirilmeleri gerekir. Onları inanılmaz değerli kılan da budur.

https://youtube.com/watch?v=kqmI4zqY2hY

Comments are closed.